Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 1074. hafta eyleminde “Yusuf Nergiz nerede?” diye sordu.
Ellerinde kayıplarının fotoğrafları ve karanfiller taşıyan Cumartesi Anneleri, “Galatasaray Meydanı, kayıplarımızın adını yaşattığımız yerdir. Hafızamızın ve dayanışmamızın simgesidir. Ne ondan ne de kayıplarımızdan vazgeçmiyoruz” dedi.
“Kayıplarımızı arama hakkımız engelleniyor”
Haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Oya Ersoy okudu. Ersoy, şöyle konuştu:
“1074. haftamızda, hakikat ve adalet arayışımızın kalbi olan Galatasaray Meydanı’ndan, bizi ayıran polis bariyerlerinin önündeyiz. Bu bariyerler yalnızca bizi meydandan uzak tutmuyor; aynı zamanda toplanma özgürlüğümüzü ve kayıplarımızı arama hakkımızı da engelliyor. ‘Dayanışma, kardeşlik ve demokrasi’den söz edilen bugünlerde, Anayasa Mahkemesi’nin hakkımızda verdiği hak ihlali kararı hâlâ uygulanmıyor. Anayasaya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırı biçimde, Galatasaray’daki keyfi yasak sürüyor. 1074.haftamızda bir kez daha haykırıyoruz: Galatasaray Meydanı hafızamızdır, dayanışmamızın sembolüdür. Ne ondan ne de kayıplarımızdan vazgeçmeyeceğiz.”
Fotoğraf: Evrim Kepenek
“Devletin sessizliği ve cezasızlık politikaları nedeniyle adalet yerini bulmadı”
Ersoy, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Altı çocuk babası 70 yaşındaki Yusuf Nergiz, Diyarbakır’ın Ofis semtinde yaşıyor, Kulp’un Narlıca (Tiyaks) köyündeki tarlasını ekmek için köy ile şehir arasında gidip geliyordu.
30 Eylül 1997’de evi askerlerce basıldı, gözaltına alındı ve Kulp Merkez Jandarma Komutanlığı’na götürüldü. 3 Ekim’de serbest bırakıldı ve telefonla eşine yaşadıklarını anlattı. Eve dönmek üzere minibüs durağına gitti, orada kız kardeşiyle karşılaştı ve 21 AR 474 plakalı minibüse bilet aldığını söyledi. Ancak eve bir daha ulaşamadı.
Ailesi onu aramaya başladı. Eşi Şahibe Nergiz, aynı minibüste bulunan korucu Alaaddin Şahin’e ulaştı. Şahin, Yusuf Nergiz’in Zeyrek Jandarma Karakolu’na götürüldüğünü söyledi. Bunun üzerine Şahibe Nergiz, 7 Ekim 1997’de savcılığa başvurdu. Ancak güvenlik birimleri Nergiz’in gözaltına alınmadığını bildirdi. Soruşturma başlatıldı ama hiçbir sonuç alınamadı.
Yusuf Nergiz, 1990’lı yıllarda Kulp’ta zorla kaybedilen yüzlerce kişiden biri oldu. Ailesi 28 yıldır ondan bir iz bekliyor. Ancak tıpkı diğer kayıplarda olduğu gibi, devletin sessizliği ve cezasızlık politikaları nedeniyle adalet yerini bulmadı. Diyarbakır, Kulp ve Hani savcılıkları arasında dolaştırılan 2015/76 numaralı dosya, son olarak 10 Şubat 2025’te Hani Cumhuriyet Savcılığı tarafından kapatıldı.”
“Adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz”
Cumartesi Anneleri, açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı:
“Kaç yıl geçerse geçsin, Yusuf Nergiz için, tüm kayıplarımız için adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz. Devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmesi gerektiğini hatırlatmayı sürdüreceğiz.”
Eylem, tüm kayıplar için karanfillerin meydana bırakılması ile sona erdi.

