Suzan Sabancı New York’ta bağış rekoru kırılan gecenin mimarı oldu!
30 Ekim 2025

Önceki akşam, New York’un simge yapılarından biri olan ve 1920’lerde bankacılık salonu olarak inşa edilen, 1999’da Cipriani olarak hizmet vermeye başlayan; gökyüzüne uzanan sütunları, kubbeli tavanı ve Art Deco detaylarıyla büyüleyen tarihi yapıda müthiş bir açık artırma yaşandı ve dakikalar içinde 466 bin 500 dolar bağış toplandı. Masa satışı ve doğrudan katkılar da eklenince toplam bağış 1 milyon 150 bin doları geçti.

Açık arttırma mucizesi

Ben özellikle açık artırmayı gerçekleştiren Harry Santa-Olalla’nın açık artırmayı yönetme tarzına; masalar arasında jet hızıyla koşmasına, çekişmeli giden bir artırmada iki tarafı daha yüksek teklif vermeye teşvik eden samimi konuşmalarına, salonun dört bir yanını turlamasına ve herkesi coşturmasına, bağış yapma konusunda bir anda bir yarış başlatmasına hayran kaldım.

Bence artık Türkiye’de görmeye alıştığımız bağış gecelerindeki, sahnede kıpırdamadan duran ve salona coşku yerine uyku veren isimlerin yönettiği açık artırmaların dönemi bitiyor. Dünya bambaşka bir yere evrilmiş durumda. İyi ki! Çünkü böylece daha çok bağış toplanıyor, daha çok hayata dokunuluyor.

Cipriani’deki gala yemeğinde Türkiye’den Suzan Sabancı ile birlikte gelen gazeteciler, Mehmet Yılmaz, Vahap Munyar ve Ertuğrul Özkök de vardı.

77 yıl önce ABD’deki Türkler tarafından kurulan American Turkish Society (ATS) her yıl gala yemeği düzenleyerek bağış topluyor. Bu kuruluşun altı yıldır başkanlık koltuğunda, aynı zamanda Akbank Yönetim Kurulu Başkanı olan Suzan Sabancı oturuyor. Son zamanlarda Suzan Sabancı’nın sorumluluğuna giren her konuya dört elle sarılan, hiçbir şeyi şansa bırakmayan ve işi dışındaki şapkalarına bir “mecburiyet” gibi bakmayıp keyfe dönüştüren tarafına daha çok tanıklık ediyorum.

Türkiye’nin başarılı olup önemli üniversitelerde okumayı hak eden ancak imkânı olmayan genç insanlarına ATS çok uzun yıllardır el uzatıyor, burs imkânlarıyla onların hayallerine kavuşmasına aracılık ediyor.

Söz konusu eğitim olunca, ABD’de başarılı olmuş Türkler ve Türk dostu Amerikalılar bağış konusunda cömert davranıyor. Ancak bu cömertlik bu yılki kadar rekor kırmamıştı.

Ünlülerin organizatörü iş başında

Her şey, Suzan Sabancı’nın Hollywood ünlülerinin vazgeçilmezi olan Colin Cowie’yi organizasyon için seçmesiyle başlamış. Öyle görünüyor ki sonrası çorap söküğü gibi ilerlemiş.

Colin Cowie, Ali Arıkan’ın hepimizi heyecanlandıran açılış konuşmasının ardından sahneyi, açık artırmalardaki sıra dışı yaklaşımı ve salona getirdiği büyük coşkuyu çok iyi bildiği Harry Santa-Olalla’ya bıraktı.

Ve işte ne olduysa ondan sonra oldu.

Açık artırmada klasik olabilecek tek parça, 25 bin dolarlık bir saat vardı. Onun dışındakiler Fransa’nın ünlü şarap bölgesi Bordeaux, Türkiye’den Bodrum ve İstanbul, İtalya’dan Toskana ve ABD’den Miami; New York’ta kalabalık katılımlı ve çok lüks tatiller gibi çok daha farklı tekliflerden oluşuyordu.

Salon, keyifli tatiller vadeden bu tekliflere kayıtsız kalmadı. Santa-Olalla’nın coşkusuyla üzerinde numaralar yazılı kartlar birbiri ardına havaya kalktı.

Sadece bir öğrencinin bir yıllık yemek gideri ya da bir yıllık okul masrafı gibi hedefi net kalemler için de ardı ardına bağışlar geldi ve bir anda yüz binlerce dolar toplandı.

Gerçek bir Türk dostu: Linda Wachner

Suzan Sabancı ile birlikte eşbaşkanlığı üstlenen masa komşum Linda Wachner’ın heyecanına tanıklık etmek kadar, onun ne kadar büyük bir Türk dostu olduğunu görmek de mutluluk vericiydi.

Salonda misafirlerin yüzde 35’i Amerikalıydı. İş, kültür, sanat ve yatırım dünyasından çok güçlü isimler vardı.

Suzan Sabancı’nın New York’taki Amerikalı çevresi de ATS daveti için Cipriani’deydi. Goldman’ın eski ülke başkanlarından Colin Coleman, Saks Fifth Avenue’nün eski genel müdürü Marigay McKee, yakın zamanda Türkiye’ye geleceğini öğrendiğimiz Amerika Yunan Ortodoks Kilisesi’nin başındaki rahip Alexander Karloutsos, ABD’nin en kıdemli estetik doktorlarından Dr. Joel Kassimir, uzun yıllar Hampton Medical Society’yi yöneten Dr. Peter Michalos, yatırımcı Sharmin Mossavvar-Rahmani, Kardashian kardeşler ve Jennifer Lopez gibi ünlülerin kuyumcusu olarak bilinen Angela Arabov, yapımcı George Sotelo, Altice USA’in sahibi Yossi Benchetrit, Gollust, Tierney & Oliver Inc CEO’su Keith Gollust ve eşi Barbara, H Partners hedge fonun sahibi Rehan Jaffer gibi isimleri not aldım.

Tabii ki ABD’deki başarılı Türkler de masa alarak bağış gecesine katkı yapmayı ihmal etmedi. 4.4 ve 4.3 milyar dolarlık servetleriyle ABD’deki en zengin göçmenler olan Eren ve Fatih Özmen çifti de Chobani markasının kurucusu Hamdi Ulukaya da davetteydi. Her iki ismin de yaptığı katkı büyüktü. Türk iş dünyasının önde gelen isimlerinden Mehmet Kutman ve Arzuhan Doğan Yalçındağ da masa alarak gençlere destek veren isimler arasında yer almıştı.

Destek verilen film ödül kazandı

Geçen yıl toplanan 410 bin doların 250 bin doları 20 öğrencinin eğitimine verilmiş. 20 bin dolar ise “The Things You Kill” adlı bağımsız film yapımına aktarılmış.

Bu filmin 2025’te Sundance Film Festivali’nde Dünya Sineması Dramatik Yarışması’nda Yönetmenlik Ödülü kazanması, verilen desteğin nasıl anlamlı olduğunu gösteriyor.

Hamdi Ulukaya ile akşam yemeğinde konu Fenerbahçe

ATS’nin bağış gecesinden bir akşam önce, Suzan Sabancı ile birlikte Chobani’nin kurucusu Hamdi Ulukaya ile yemeğe gittik.

Yer: Fransız mutfağının yaşayan efsanesi, 3 Michelin yıldızlı şef Jean-Georges Vongerichten’ın New York’taki restoranı.

Şefin kızı Louise Vongerichten, Hamdi Ulukaya’nın eşi.

Bugün dünya çapında yüzden fazla restoran ve konsept markasına imza atan dev bir gastronomi imparatorluğunun başında Jean-Georges Vongerichten var. Öğrendiğime göre kızı Louise hem gastronomi hem de “purpose-driven” (amaç odaklı) marka geliştirme alanında çalışan çok güçlü bir kreatif isim. Eşi Hamdi Ulukaya ile birlikte özellikle kadın ve göçmen girişimcileri destekleyen sosyal etki projeleri üzerine çok aktif çalıştıklarını öğreniyorum.

Aynı masada, Los Angeles’tan bağış gecesi için gelen Refik Anadol ve eşi Ebru Yılmaz Anadol da vardı.

MoMA’daki yapay zekâ veri heykelinin müzenin kalıcı koleksiyonuna girmesinin gururunu yeniden yaşadık.

Başlığı Fenerbahçe’den verdim ama yazının içinde hiç yok diyebilirsiniz.

Masada bir yanımda Hamdi Ulukaya ve Suzan Sabancı, diğer yanımda ise çok iyi bir Fenerbahçeli olarak bilinen Önder Fırat oturuyordu.

Tabii ki konu Fenerbahçe ve yapılan büyük sponsorluk anlaşmasına geldi. Bu kadarını söylemekle yetineyim.

ÇOK OKUNANLAR