İsrail basınından KAAN ve EUROFIGHTER analizi: Türkiye gökyüzünün oyun kurucusu
01 Kasım 2025

İsral basını Türkiye’nin hava savunmasında attığı adımları mercek altına aldı. Türkiye’nin bölgedeki hava üstünlüğünü tesis ettiğini belirten İsrail basını, KAAN ve Eurofighter savaş uçaklarına ilişkin çarpıcı bir analiz yayımladı.

İsrail’in önde gelen gazetelerinden Israel Hayom’un analizinde Türkiye’nin havacılıkta izlediği stratejileri ve yeni nesil projeleri mercek altına alındı.

Gazetenin savunma uzmanı Aharon Lapidot, “Typhoon, modernize edilmiş F-16’lar ve görünmez KAAN: Türkiye hava üstünlüğünü yeniden inşa ediyor” başlıklı analizinde çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Lapidot “Ankara, 9 milyar euroluk dev bir savunma hamlesiyle gökyüzünün oyun kurucusu haline geldi” ifadesini kullandı. 

Lapidot, Türkiye ile İngiltere arasında Ekim ayında imzalanan 20 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı alımına ilişkin anlaşmayı hatırlattı.

“Bu anlaşma, Avrupa Typhoon Konsorsiyumu’yla yapılan uzun müzakerelerin ardından geldi. Üstelik Ankara, teslimat süresini hızlandırmak amacıyla Katar ve Umman’dan 24 Eurofighter Typhoon daha almak üzere ek görüşmeler yürütüyor” dedi.

“Eurofighter iki kritik boşluğu dolduruyor”

İsrailli uzmana göre, Türkiye’nin Eurofighter tercihinin stratejik gerekçeleri var:

“Türk Hava Kuvvetleri için Eurofighter Typhoon iki kritik boşluğu aynı anda dolduruyor. Birincisi, NATO seviyesinde derhal hava üstünlüğü sağlayacak bir platform sunuyor. İkincisi ise Ankara’daki F-16 filosuna alternatif bir çözüm getiriyor. Türkiye’nin F-35 programına geri dönüşü hâlâ belirsiz olsa da Eurofighter Typhoon bu açığı başarıyla kapatıyor” dedi.

Lapidot’a göre Eurofighter Typhoon, AESA radar, uzun menzilli BVR füzeleri ve yüksek hassasiyetli taarruz sistemleriyle Türkiye’nin bölgesel etkinliğini artıracak.

Bu sistemlerin hem Türk komuta ağlarına hem de NATO altyapısına entegre edilebileceğini belirten Lapidot, bu adımın “Türkiye’nin Suriye, Doğu Akdeniz ve Karadeniz üzerindeki kontrol kapasitesini güçlendireceğini” vurguladı.

Lapidot, Ankara’nın Amerikan F-16 filosundan da vazgeçmediğini belirterek, “Ankara, Şubat 2024’te ABD’den 40 yeni F-16 Blok 70 ve 79 modernizasyon kiti satın alma teklifini aldı. Bu paket, Türkiye’nin hem NATO içindeki stratejik önemini hem de yerli savunma sanayisinin gücünü artıracak” ifadelerini kullandı.

Tusaş ve yerli projeler: Muazzam bir omurga

Analizde, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ)’nin Türk Hava Kuvvetleri’ne “muazzam bir omurga” sağladığı vurgulandı.

“1980’lerden bu yana süren F-16 üretimi ve modernizasyonu, bugün yerli jet Hürjet ve beşinci nesil savaş uçağı KAAN projelerine zemin hazırladı” dendi.

Lapidot, KAAN’ın Şubat 2024’te ilk uçuşunu yaptığını ve 2028’e kadar 20 adet Block10 modelinin hizmete alınmasının planlandığını aktardı.

Uzman KAAN’ın tam operasyonel güce ulaşmasının zaman alacağını belirterek, “Bu uçak Türkiye için politik ve stratejik bir güç göstergesi” yorumunu yaptı.

“NATO içinde özgün bir askeri güç oluyor”

Lapidot, Türkiye’nin yalnızca Batı’dan silah almakla yetinmediğini, aynı zamanda “stratejik özerklik vizyonunu kararlılıkla sürdürdüğünü” ifade etti.

“Türkiye, Typhoon ve KAAN hamleleriyle Batı’ya bağımlılığını azaltırken, NATO içinde özgün bir askeri güç merkezi haline geliyor” dedi.

İsrailli uzman, Ankara’nın bölgedeki etkinliğini yalnızca hava gücüyle değil, SİHA ve elektronik harp kapasitesiyle de genişlettiğini belirtti.

Türkiye’nin “Kuzey Suriye’yi denetleyebilme, İdlib ve Halep koridorunu koruma, müttefiklerine hava savunması sağlama ve gerektiğinde caydırıcı güç oluşturma” kapasitesine sahip olduğunu vurguladı.

Lapidot, Türkiye’nin güçlenmesinin İsrail açısından da yeni bir denge doğurduğunu kabul ederek şunları söyledi:

“Bence hâlâ istihbarat, erken uyarı ve savaş tecrübesi açısından avantajlı. Ancak artık karşısında, yeni Typhoon’lara, modernize edilmiş geniş bir F-16 filosuna, kısa süre içinde hizmete girecek 5. nesil KAAN’a ve gelişen bir SİHA ekosistemine sahip bir Türkiye var. Ankara bölgesel stratejiler açısından doğru adımlar atıyor.”

“Birinci sınıf stratejilerle uçuyor”

Analizini “Türkiye artık ikinci sınıf uçaklarla değil, birinci sınıf stratejilerle uçuyor” sözleriyle noktalayan Lapidot, şu ifadeleri kullandı:

“Ankara’nın 9 milyar euroluk Eurofighter Typhoon anlaşması, F-16 modernizasyonu ve ’ın yükselişiyle birlikte askeri havacılıkta tarihi bir dönüm noktasına girdi. Türkiye, 2020’lerin sonunda yalnızca bir bölgesel güç değil, küresel hava sahasının belirleyici aktörlerinden biri olacak. Yani gökyüzü yeniden Türklerin elinde.”

ÇOK OKUNANLAR