Macaristan’ın yeni sağcı popülist lideri Victor Orban’ın en büyük rakibi Budapeşte Belediye Başkanı.
Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın en büyük siyasi rakibi İstanbul Belediye Başkanı.
Şimdi Amerika’da Donald Trump’ın en büyük rakibi de bir belediye başkanı, dün New York’ta seçimi kazanan Zohran Mamdani.
Bu durum bir tesadüf değil.
Ülkelerin en büyük şehirleri, ülkenin siyasi liderinin en büyük rakibi.
Neden peki?
Bir basit neden şu: Bu liderler kendilerini iktidara getiren geniş kitlelerle ülkelerinin en büyük şehirleri arasında ciddi bir temsil krizi yaşıyorlar. Giderek daha fazla taşranın, ülkenin düzeninden memnuniyetsiz, kendi hayatlarının geldiği noktanın durumundan memnuniyetsiz kitleleri dışında kimseyi temsil etmiyorlar.
Örneğin Tayyip Erdoğan ve Victor Orban, aslında iktidarlarının ilk yıllarında oylarını aldıkları kitlelere müthiş hizmet götürdü, onların ekonomiden aldıkları payı çok arttırdı ama zaman içinde bu temsil yeteneğini kaybetti, tepedeki dar bir azınlık dışında kimseye ekonomik fayda sağlayamaz hale geldi.
Trump ise daha ilk günden oyunu aldığı kitlelere ihanet etti, onlara ekonomik rahatlama falan getirmiş değil, getirecek gibi de değil. O yüzden sadece New York şehrinde değil, New Jersey ve Virginia eyaletlerinde de kaybetti. Her iki eyalet de, düne kadar Amerika’nın en şikayetçi eyaletleriydi, Trump’ın buralarda temsili kaybetmesi önemli.
Baktığınızda New York’ta seçilen Zohran Mamdani, bütün kampanyasını New York’u yeniden sıradan insanların da ev tutup kirasını ödeyebileceği, ekonomik olarak yaşanabilir bir yer kılmaya adadı. Onun vaatlerini ne ölçüde gerçekleştireceğini göreceğiz hep birlikte ama onun da tam olarak Trump’ın söylemini kullandığını görmeliyiz.
Daha önce ilginç bir siyasi tecrübe yaşanacağını söylemiştim. O tecrübe bu sabah itibarıyla başladı. Sonuçlarını merakla takip edeceğim.
Bakalım sol popülizm refah yaratmayı başarabilecek mi?

