Tartıştığımız şey Anayasa Mahkemesi’nin Gezi davası hükümlülerinden Tayfun Kahraman için verdiği “Adil yargılanma hakkı ihlal edildi” ve “Yargılama yenilensin” kararı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi bu kararı uygulamayacağını söylerken Anayasa Mahkemesi’ne “Siz süper temyiz mahkemesi değilsiniz, delil incelemesi yapamazsınız” diyor.
Peki ama AYM bunu mu yaptı? daha önce mahkemede incelenmiş delilleri sil baştan ele alıp “Bu delil geçerli, bu delil geçersiz” mi dedi? Veya “Bu kadarcık delille insan mahkum edilmez” mi dedi?
Hayır, bunları yapmadı Anayasa Mahkemesi.
Ama ne yaptı? Örneğin, uzun yargılaması boyunca birinci derece mahkemesinde Tayfun Kahraman’ın karşısına bile çıkmayan bir delilin Yargıtay aşamasında ansızın ortaya çıkmasını ve Tayfun Kahraman’ın hakkındaki bu yeni delile karşı savunma yapamamasını “adil yargılanma hakkının ihlali” saydı.
Başka ne yaptı AYM? Yazılan gerekçeli kararda Tayfun Kahraman’ın gezi olaylarında yaşanan cebir ve şiddetle ne şekilde ve nasıl ilişkilendirildiğinin belli olmadığını, Kahraman’ın “Gerekçeli karar hakkı”nın ihlal edildiğini söyledi.
En sonuncusu en çarpıcısı: “…. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesinde Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak başka sanıkların yargılandığı bir davada Gezi eylemlerinin anayasal hak kapsamında değerlendirildiğini, ayrıca Taksim Dayanışmasının suç örgütü olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı tespitlerine yer verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirtmiştir. Somut olayda başvurucunun kendi davasında aynı konunun neden farklı yorumlandığına dair Mahkemelerce yeterli bir gerekçe de ortaya konulmamıştır.”
Dikkat edin, burada özetlediğim şeyler Anayasa Mahkemesi’nin süper temyiz gibi hareket etmediğini, aksine usule dair şeyler söylediğini gösteriyor.
13. Ağır Ceza acaba sahiden AYM’nin Tayfun Kahraman kararını okuduktan sonra bu kararını yazdı, insan şaşırıyor.

