Doğu’da ve Batı’da Evlât Olmak
09 Kasım 2025

‘Evlât olmak’, görünmez bir sorumlulukla başlıyor: “birilerine borcum var.”

Oysa ‘evlât’, ‘borç ödemek’ değil, ‘kökle ilişkiyi sürdürmek’ meselesi.

İnsanlar ‘evlât’ olarak doğuyor, ama ‘evlât olmayı seçmek zamanı’ olgunlaştıkça geliyor.

Olgunluğun sorusu şu mudur? 

Ben kimim ve bu kökten nasıl bir “İnsan’ olarak filizlenebilirim?”

Batı’da “iyi evlât” modeli, modern psikoloji ve liberal değerlerle ‘özerklik’ merkezlidir.

İdeal özellikler, Kendi hayatını kurmak, Sınırları korumak (“boundaries”), Kendine yeterlik, Kendi kararlarını almak,

Ebeveyne yetişkinler arası saygılı bir mesafe ile yaklaşmak.

“İyi evlâtlık”, ebeveynin çocuğunu bağımsız bir birey olarak yetiştirme başarısı üzerinden anlam kazanır.

Görünmez mesaj şudur:

Seni ‘en iyi sen’ olman için büyüttük; şimdi kendi yolunda yürü.”

Bu model bireyselleştirici ve özgürleştirici olabilir; fakat yanlış anlaşılmış bireycilik şu düşündürücü gölgeyi yaratır:

Yaşlanan ebeveynler yalnız kalabilir, aile bağı yüzeysel ilişkilere dönüşebilir, evlatlık bağı duygusal soğuma riski taşır.

Batı’da “iyi evlât”, kimi zaman ‘kariyer’ ve ‘başarı’ üzerinden ölçülür.

Sevgi’ değil, ‘performans’, tutunmak kıstasının önceliği hissedilir.

Eklediğim haberi görür görmez, bunlarla birlikte iki düşünce geçti aklımdan.

Aile’ denilen şeyin çatışan farklı kültürlerinin savaş alanı oluşu… 

Aktardığım olayın bazı Uzak-Doğu yönetmenleri için müthiş bir film konusu olabileceği.

Kültürler, “iyi evlât kim?” sorusunu aile kavramı üzerinden deşerek bugüne geldi.

Bir konu olarak ‘Aile’ sinemanın en eski ve en tehlikeli laboratuvarı.

İyi evlât” tema’sı, bu laboratuvarda çoğu zaman ‘sevgi’yle değil, ‘yük’, ‘beklenti’, ‘suçluluk’ ve ‘vicdan’ ile test edilir.

Bergman’dan Visconti’ye, Yeşilçam ustalarından ‘author’ yönetmenlerimize Hirokazu Koreeda’nın ‘kan bağından değil seçmekten doğan ailesine’ çok örneği var bunun.

Edebiyat ise, bu sorunun duygusal ve varoluşsal yükünü karakterler üzerinden, ‘İyi evlât kültürel modelini’ Doğu–Batı karşılaştırması temelinde, farklı edebi evrenlerde, meselenin ‘acıları’, ‘suçluluğu’ ve ‘özgürleşme çabası’ ile anlatır.

Tutunamayanlar”ı, Doğu’nun “borçlu evlâtlığı”, “suçluluk”, “uyumsuzluk” ve “kaçış” izlekleri üzerinden de okuyabiliriz.

Selim Işık, “Doğu tipi iyi evlât” mitinin trajik bir serüvenidir.

Kendinden önce toplumun beklentilerini ve “ayıp” kavramını düşünmek üzere yetiştirilmiş bir kuşaktan gelir. 

İyi evlâtlığın ölçüsü, ‘itâat’, ‘uyum’ ve ‘başarının aile yüzünü güldürmesi’dir.

Selim, ‘kendi olmaya’ çalıştıkça, toplumun beklentisinden uzaklaşır. 

Uzaklaştıkça kendini suçlu hisseder.

Bu çatışma Doğu kültüründe,

Batı’nın ‘birey olma arzusu’ ile ‘hakikâte sadakat’ arasındaki görünmez savaşın edebi bir yankısıdır.

Murakami’de, ‘evlât olmak huzursuz bir özgürlük hâli’dir.

Karakterler aile bağını kopardıklarında özgürleşirler ama “boşluk” da böyle doğar.

Batı tipi bireyselleşme Japon kültüründe içsel yalnızlıkla birleşir.

Murakami şunu ima eder:

Bağ”dan kaçmak özgürlük getirir gibi görülebilir, fakat “anlam” her zaman onun peşinden gelmez.

Murakami’nin evlâtları’, Doğu’nun “itâat” yükünden kurtulmuş, fakat Batı’nın “duygusal boşluk” problemine düşmüştür.

Ne Doğu’nun ‘araftaki evlâdı’, ne Batı’nın ‘mesafeli bireyi’ 

Bunlarla yaşlılığa doğru yola devam, bence Nuri Bilge’nin filmlerinde görebildiğimiz gibi zor.

İyi evlât ne ‘kendini feda eden’dir ama ne de ‘politik doğruculuk’ kispetiyle ‘ebeveyn dahil insanı yalnızlığa terk eden’.

Üçüncü bir model var:

Kendi yaşamını inşa ederken bir ‘bağı’, hakiki veçheleriyle sürdürebilen kişi.”

Kökleri inkâr etmeden, ama köklerle boğulmadan.

Bir gün roller değişir. 

Bir kum saati olarak düşünebileceğimiz, evlat ile ebeveynin yer değiştirdiği hayatın döngüsünde, bu kez evlât, ebeveynine ‘eşlik eden’ konuma geçer.

Evlâtlık da bir sınav.

Bu eşlik, ‘zorunluluk’ değil, ‘gönüllü bir şefkat’ olduğunda anlam kazanır.

Bütün mesele, fark ettiğin ama unutulabilecek hakikât’in sana hem ‘kök’ hem ‘kanat’ olduğunu anlamış, ‘kendini kandırmayan bir kişi’ olabilmek.

Sonrası, tercihlerinizin buna ‘uygunluğuna’ bağlı.

ÇOK OKUNANLAR