Amerika’da yüz milyarlarca dolarlık inanılmaz bir yatırım seviyesine ulaşan yapay zeka endüstrisi geldi bir huninin ağzına dayandı. Yapay zekayı ayakta tutacak veri merkezlerini çalıştırmaya yetecek elektrik yok.
Tam da bu sebeple dev yapay zeka şirketleri nükleer santrallar almaya, kendilerine nükleer santrallar inşa etmeye, hatta uzayda veri merkezi kurup enerjiyi ucuza getirmeye bile çalışıyor.
İşte bu ortamda, kendisinin bir yapay zeka şirketi olan ve bu yarışta iddialı bir oyuncu olmak isteyen teknoloji milyarderi, belki yakın zamanın teknoloji trilyoneri Elon Musk, ansızın kendini gelecek bilimci, yani fütürist sandı ve “Gelecekte belki de para diye bir şey kalmayacak. Her şey watt cinsinden, yani elektrik gücüyle ne kadar enerji üretebildiğin üzerinden ölçülecek” deyiverdi.
Amerika özelinde elektriğin bu gidişle çok pahalı olacağına ve yapay zeka eğer başarılı olacaksa çok büyük miktarlarda enerji tüketeceğine kuşku yok. Ama Elon Musk’ın öngörüsü o kadar da doğru olmayabilir.
Dünya yakın zamana kadar petrol üzerine dönüyordu; ana enerji kaynağımız bu fosil yakıttı. Ki büyük ölçüde hala öyle. Ama hiçbir zaman alış verişimizi petrolle yapmadık, aksine petrolü hep parayla aldık, yani petrolün değerini dolar cinsinden ifade ettik.
Nitekim elektrikte de öyle. Başından beri elektriğin değerini dolar olarak ifade ediyoruz. Amerika’da uzun dönemli elektrik satış fiyat ortalaması kilowatt saat başına 15 dolar cent civarında. Yılda 4 GigaWatt elektrik tüketecek bir veri merkezinin ödeyeceği elektrik faturası da muazzam.
Elon Musk da servetini dolar olarak hesaplıyor, “Bu servetle şu kadar elektrik alabilirim” diye değil.

