Dün evinde kelepçeli gazeteci olarak yaşayan meslektaşım, arkadaşım Özlem Gürses’i ziyaret ettim.
Bu ziyarette bana çok umut veren bir şey öğrendim.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli iki kere aramış ve geçmiş olsun demiş.
O kısmını ayrıntılı anlatacağım ama önce izlenimler…
Kapıyı çalınca kelepçeli hayatın ilk özelliğini gözlerimle gördüm.
Özlem, vücudunun üst tarafı ile uzanarak kapıyı açtı.
Ayakları ile kapı arasında 50 santimden fazla mesafe vardı.
Anında ayak bileğindeki elektronik kelepçeyi farkettim.
Kapıya 50 santim mesafeden ileri geçme hakkı yokmuş. O nedenle kapıyı uzanarak açabiliyormuş.
Evde yalınayak geziyor.
Neşesi kaçmış, gururu kırılmış
Onu bir buçuk aydır görmüyordum.
Gözaltına alınmaktan çok etkilenmiş.
Neşesi gitmiş, yerine hüzünlü bir ifade gelmiş.
Savcılıkta ifade verdikten sonra geçen süreyi anlattı.
Savcının kapısı hiç açılmadan karar iktidar medyasına sızmış
Kapıda avukatı ile savcının vereceği kararı bekliyorlarmış.
Kapı hiç açılmamış.
İçeriye kimse girip çıkmamış.
Ama bir süre sonra avukatının cep telefonuna “Savcının kendisini tutuklama talebi ile mahkemeye sevk ettiği” haberi gelmiş.
“Daha savcının kapısı açılmadan kararı iktidara yakın medyadan öğrendik” diyor,
Daha hakim karar vermeden tutuklanma işlemim başlatıldı
Mahkemeye gittiklerinde ise başka bir sürprizle karşılaşmışlar..
Hakim kararını yazmak için ara vermiş ve dışarı çıkmışlar.
O sırada bazı görevliler gelip avukatına, tutuklanma işlemlerini imzalatmaya başlamışlar.
“Çok moralimiz bozuldu” diyor.
Hakim tahliye kararı verince gözüm karardı yere yığıldım
Bunun verdiği moralsizlikle hakimin kararını dinlemeye, “Kesin tutuklanacağım” duygusu ile girmiş.
O anı şöyle anlatıyor:
“Hakim evde hapisle tahliye kararını verdiği an gözlerim karardı, yere yığıldım.”
Bayılmış.
Kelepçeli fotoğrafım yayınlanınca YouTube’da ne oldu?
Gözaltına alındıktan sonra hayatında değişiklikler olmuş.
Bir kere çok başarılı olduğu Youtube yayınlarında takipçi sayısı artmış.
İçeri alındığında takipçi sayısı 625 binmiş, şimdi 742 bin olmuş.
Instagram hesabının takipçisi 1 milyonu geçmiş.
Ancak ilginç bir şey var.
Anlık izlenme salısında bir düşüş olmuş.
“İnsanlar beni kelepçeli götürülürken görünce isimleriyle izlemeye çekinmeye başladılar belki” diyor.
Doğaldır.
Ama metice olarak gözaltına alınıp, evde elektronik kelepçeyle tahliyesinden sonra onun hem dijital hem televizyon reytingi yükselmiş.
Ben ne iktidar ne de muhalefet gazetecisiyim
“Ben ne yaptım da ellerim adi bir suçlu gibi kelepçelendi, evimde ayağımda elektronik kelepçe ile yaşıyorum” diyor.
Özlem benim Türkiye’de tanıdığım en başarılı televizyon yayıncılarından biridir.
Fanatik ve militan gazetecilik asla yapmaz.
Tek başına yaptığı haber bülteni ile harikalar yaratıyor.
Kimseye hakaret etmiyor, iftira atmıyor.
Yalan haber yapmıyor.
“Yayınlarımda hep söylüyorum. Ben ne iktidar gazetecisiyim, ne muhalifim. Gazeteciyim. Öyle bir ‘Davam’ falan da yok. Dava kelimesini hiç sevmem. O nedenle çok kırıldım. Bu yapılanların hiç birini haketmedim” diyor.
AKP ve MHP’den arayıp geçmiş olsun diyen çok insan oldu
Ama bu olayın onun moralini yükselten yanları da var.
Bir kere Türkiye’ni her yerinden arayıp destek mesajı veren çok sayıda insan olmuş.
“Aralarında beni çok şaşırtan insanlar vardı. MHP’den, AKP’den arayan insanlar son derece sıcak ve moralimi düzelten dayanışma mesajları verdiler” diyor.
Arayanlardan biri belki çoğunuz için sürpriz olacak.
Devlet Beyin telefonu beni hiç şaşırtmadı
Eve geldikten sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aramış.
Hem de bir değil iki defa aramış.
Geçmiş olsun deyip, hatırını sormuş.
Özlem, “Tabi ki onun telefonu beni çok sevindirdi. Devlet bey sadece benim için değil bütün gazeteciler için güzel bir şey yaptı” diyor.
Bazıları için şaşırtıcı olabilir ama ben şaşırmadım.
Çünkü Devlet Bey’i MHP Genel Başkanı olduğundan beni en yakından takip eden gazetecilerden biriyim.
Bu telefon yaşadığımız şu konjonktür açısından önemli
Bu telefonu bugünkü konjonktür açısından da önemli gördüm.
Çevremde sık sık soruyorlar.
Devlet Bahçeli Öcalan girişiminde samimi mi…
Başlangıçta benim de kafamda sorular vardı.
Ama Tusaş saldırısının ardından hiç provokasyona gelmeden aynı tavrını sürdürmesi sorulardan birini eksiltti.
Daha sonraki adımları ve önceki gün Selahattin Demirtaş’ın cevapları ile ilgili tavrı ve dün grupta yaptığı konuşmadan sonra samimi olduğu konusunda ikna noktasına geldim.
“Diyarbakır’ı kaybedersek Anadolu’yu kaybederiz” sözü ilk defa, güvenlikçi bir ifade olmaktan çıkıp, kucaklayıcı bir anlama büründü.
Devlet Bey bu konjonktürü Demirtaş ve Kavala’ya yayabilecek güce sahip
Ancak bu girişimin tamamlanması için konjonktürün Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay ve Gezi mahkumlarına da yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyorum.
Onlar için de adım atılıncaya kadar bu düşüncem devam edecek.
Artık şunu çok iyi gördük.
Devlet Bey’in çok güçlü bir dönüşüm ve ikna gücü var.
Abdullah Öcalan inisiyatifini başlatan Bahçeli bu adımı da atarsa, eminim AKP içindeki makul insanların da büyük desteğini alır.
Dün Özlem Gürses’e iki telefonunu öğrenince, bunları düşündüm ve umutlandım.
Şimdi yine kelepçeli meslektaşımla ilgili gözlemlerime döneyim.
Evden kelepçeli yayın, Özlem’i sabah kuşağında AB Grubu birincisi yapmış
Sabah programlarını sunduğu Sözcü televizyonuna ve Sözcü grubuna çok müteşekkir..
“Patronundan muhabirine, müthiş bir mesleki ve arkadaşlık dayanışması gösterdiler” diye devam ediyor.
Özellikle Sabah haberlerini evden sunmasını istemeleri onu çok duygulandırmış ve çalıştığı Sözcü’ye daha da bağlamış.
En güzeli de ayağında kelepçe ile evinden yaptığı sabah yayınlarında haber kanalları arasında AB grubunda birinci olmuşlar.
Sözcü televizyonu sabah saat 8.15-12 arasında haber kanalları arasında birinciliğe yükselmiş.
Kelepçeli yayın stüdyosu kedi ve köpeklere serbest
Sözcü, evinin giriş katındaki salona resmen bir televizyon stüdyosu kurmuş.
İki kamera devamlı orada duruyor.
Işıklandırma spotları da devamlı o stüdyoya bağlanmış.
Anlayacağınız Türk televizyon tarihine “Kelepçeli yayıncılık” başarısını getirdiler.
İlginç bir stüdyo burası.
Evde 16 yaşında bir köpek ve çeşitli yaşlarda 6 kedi var.
Evin her santimetrekaresi hepsine açık.
Yayın sırasında bile gelip canlı yayına çıkabiliyorlar.
Pazar günü muhafazakar kesimden 10 kadın eve ziyaretine gelecek
İşte böyle…
Dün sabahım iki güzel ve başarılı kadının başına gelenleri dinlemekle geçti.
Tabii onlara bir başka başarılı yayıncı Nevşin Mengü’yü de eklemem gerekir.
Yargı yoluyla kadınlara yönelik bazı operasyonlar giderek daha dikkat çekici hale geliyor..
Ama bütün bunlar kadınları yıldırmıyor, sindirmiyor.
Tam aksine giderek belirginleşen bir kadın dayanışması ortaya çıkıyor.
Hatıra paraları üzerindeki devletler, ilişkileri gözetlemeye, kadın gazetecilerin özgürlüğüne müdahale etmeye başlayınca, kadırlar arasındaki dayanışma da artıyor.
Ben ayrılırken, Özlem Gürses pazar günü kendisini ziyarete gelecek muhafazakar kesimden 10 kadını ağırlamaya hazırlanıyordu.