Bir ırkçının ifade özgürlüğünü savunacağım aklıma gelmezdi
22 Ocak 2025

İstanbul’da bir mahkeme, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı tutukladı, o şimdi cezaevinde.

Ümit Özdağ’ı uzun yıllardır tanırım, kendisiyle sadece fikirlerimiz değil insanın insan olmaktan gelen temel değerlerine ilişkin de derin bir uyuşmazlığımız var. Yüzüne karşı da söylediğim için burada tekrar edebilirim, ben Ümit Özdağ’ın ırkçı olduğunu düşünürüm uzun zamandan beri.

Gayet akıllı ve okumuş yazmış bir insan olduğu için Ümit Özdağ bu tanımlamadan hem hoşlanır hem hoşlanmaz; hoşlanmaz çünkü bu damgayı yemek siyaseten işine gelmez ama siyasi söylemini hep o ince çizgide, yani kendisini dinleyenlerin onun ırkçı olduğunu sezecekleri ama soruşturanlar suçlayacak bir somut şey bulamayacakları çizgide sürdürür.

Bana göre Ümit Özdağ’ın bazı söylemleri ırkçılık içerir ve onları ifade özgürlüğü olarak değerlendirmek zordur. Ama ben savcı veya yargıç değilim. Gerek bizim yasalarımıza, gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ve gerekse ABD Yüksek Mahkemesi kararlarına göre o söylemler ifade özgürlüğü koruması altında kalır. Yani benim ne düşündüğümün önemi yok, hukuk onu koruyor.

Ta ki korumadığı güne kadar. Bakın dün mahkeme onu “halkı kin ve düşmanlığa teşvik”ten tutukladı. Yani ırkçı ayrımcı nefret söyleminden. Oysa tutuklamamalıydı. Beni ve başka milyonlarca insanı son derece rahatsız eden görüşlerine rağmen Ümit Özdağ tutuklanmamalı, hatta soruşturulmamalıydı.

Çünkü bizim kanunumuz da, AİHM kararları da bu çeşit nefret söylemleri için “yakın ve açık tehlike oluşturma” kıstasını getiriyor. Ümit Özdağ konuştu diye Suriyeliler lince mi uğramış, onlara saldırı mı olmuş? Hayır, bunlar olmadı. Dolayısıyla sözleri “yakın ve açık tehlike” yaratmamış. Zaten tutuklamaya esas alınan sözler dün söylenmemiş, epey zaman önce söylenmiş şeyler. Yakın ve açık tehlike yaratsaydı o zaman tutuklayıp yargılamak gerekirdi Özdağ’ı.

Bazıları (ki bunlara Özgür Özel de dahil) Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına o bir parti genel başkanı olduğu için itiraz ediyor.

Ben hayatımda bundan daha saçma bir şey duymadım. Ne yani parti genel başkanları için vatandaşlara uygulanan hukuktan farklı bir hukuk mu uygulanmalı, bunu mu söylüyor Özgür Özel?

Keşke itirazını “Eleştiri hakkına, ağır eleştiri hakkına ne oldu” diye sorarak dile getirseydi CHP Genel Başkanı.

İfade özgürlüğünün sınırları hakkında net kurallara sahip olmak, bu hakkın bütün yurttaşlara ait olması genel başkanların tutuklanıp tutuklanmamasından çok daha önemli bir konu.

Ümit Özdağ’ın ifade özgürlüğünü savunmak zorunda kalmak hiç aklıma gelmeyecek bir şeydi doğrusu.

ÇOK OKUNANLAR