• Fahrettin Koca’nın Çin aşısı takvimi kafaları karıştırdı, gerçek aşılama en erken ay sonunda başlayabilir
    04 Aralık 2020

    İngiltere, herhangi bir korona aşısına ilk ruhsat veren ülke olarak 7 Aralık pazartesi günü aşılamaya başlıyor.

    Pfizer-BioNtech’ten alınan aşılar uçaklarla Büyük Britanya’ya ulaşmaya başladı bile. Bu ülkede sağlık sistemi, aynen bizdeki gibi her bireyin bir “aile hekimi”ne (İngiltere’de adı GP-General Practitioner) kayıtlı olması üzerine kurulu. İki gündür İngiltere’de yaşayan ve öncelikli gruptan olup ilk aşı olacaklara (oturma iznine sahip göçmenler dahil) kendi aile hekimlerinden SMS geliyor, onlardan aşı için randevu oluşturmaları isteniyor.

    Aşıların nerelerde yapılacağı belli. Kime yapılacağı belli. Herhangi bir kafa karışıklığı yok.

    Almanya’da henüz onay almış bir aşı yok. Ama ülke sanki aşı onay alacakmış gibi hazırlıklar yaptı; aşılama merkezleri oluşturuldu, hatta bu merkezlerde çalışmak isteyen emekli sağlık çalışanlarına çağrılar yapıldı.

    Avrupa Birliği otoritesi büyük olasılıkla Aralık ayı sonunda veya Ocak ayı başında Pfizer-BioNTech’in aşısına ruhsat verecek ama Almanya ve çoğu AB üyesi ülke aşılama 15 Aralıkta başlayacakmış gibi hazır.

    Türkiye’de ise büyük bir kafa karışıklığı var. Karışıklığın nedeni ise bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı açıklamalar.

    Koca, aşı konusunda ilk “müjde”yi 1 Aralık günü Meclis’te karşısına çıkan gazetecilere verdi. Orada soruları yanıtlayan Sağlık Bakanı, “Aşıya aralık ayında yoğun bir şekilde başlamak istiyoruz. 50 milyonluk sözleşme imzalandı. Aşı yapmaya aralık ve ocak ayında yoğun bir şekilde başlamak istiyoruz. Yerli aşıyı ise Nisan ayında geçmeyi planlıyoruz. Her şey normal seyrederse aşıya 11 Aralık’ta, sağlık çalışanlarına yaparak, başlamak istiyoruz” dedi.

    Bakan bu konuşmasında aşının bir ruhsatı olup olmadığı konusuna değinmedi, gazetecilerin aklına da “Bu aşının güvenirliği ne derecededir, bugüne kadar nereden ruhsat aldı” gibi soruları sormak gelmedi.

    Bakan Fahrettin Koca, 2 Aralık günü, yani bu demecinden bir gün sonra uzun süren bir Bilim Kurulu toplantısının ardından akşam saatlerinde bu kez yazılı bir açıklama yaptı.

    Bilim Kurulu sonrasında yapılan yazılı açıklamada aktarılan “Aşılama Yol Haritası”nı TRT Haber böyle görselleştirdi.

    Yazılı açıklamada aynen şöyle dedi:

    “Sözleşme yaptığımız aşının ilk kısmının Türkiye’ye 11 Aralıktan sonra gelmesi beklenmektedir. Aşılar geldiğinde öncelikle uluslararası akredite Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Laboratuvarları tarafından, ülkemize ithal edilen tüm aşılarda da uygulanmakta olan incelemeler yapılacaktır.

    Bu incelemelerde aşının güvenlilik testlerinin olumlu çıkması ve sonuçlanmakta olan Faz 3 çalışmalarının erken sonuçlarının açıklanmasını takiben veriler, TİTCK tarafından değerlendirilecek ve ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir. Aşıların uygulanmasına bu aşamadan sonra geçilecektir.”

    Bir gün önce “11 Aralık’ta sağlık çalışanlarından başlayarak uygulanacağı”nı söylediği aşı için Bakan bu kez, “Aşı 11’inden sonra gelecek ve Türkiye’de incelenip ruhsat verilecek” diyordu. Bu durumda Çin aşısı için henüz bir ruhsat başvurusu olmadığı, eskiden adı “Hıfzısıhha Enstitüsü” olan “Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu”nun ancak aşılar Türkiye’ye geldikten sonra inceleme başlatacağı anlaşıldı.

    Ama Bakan Fahrettin Koca orada da durmadı. Bu kez 3 Aralık’ta Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan ile konuştu, onun yazısı bu sabah yayınlandı. Bakın Bakan izin prosedürü hakkında bu kez ne dedi:

    “Dünyada üretilen tüm aşılar, Dünya Sağlık Örgütü’nün süreçlerinden geçmek zorunda. Çin aşısı da öyle. Şu anda “Faz 3” dönemini bitiren hiçbir aşı yok. Pandeminin yol açtığı acil durum nedeniyle ara raporlarla uygunluk veriliyor. Çin aşısı, “Faz 3”e en erken başlayan aşıdır. Ayrıca “Faz 3”ü daha geniş topluluklara uyguladılar. “Faz 3” ilgili Çin aşısının ara raporları henüz açıklanmadı. Bir hafta-on gün sonra açıklanmasını bekliyoruz.”

    Bakan orada da durmuyor: “Bütün ara onaylar alınmış olsa dahi biz uluslararası akredite olan Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’muzun laboratuvarlarında titizlikle incelemeler yapacağız. Bu incelemelerde aşının güvenlik testlerinin olumlu çıkması gerekiyor. Eğer aşı, ülkemiz standartlarına uygun bulunursa erken kullanım iznini vereceğiz. Aşı uygulaması, ancak bu aşamadan sonra olacak.”

    Bu son açıklama çerçevesinde aşı takvimine bir daha bakalım:

    -Bir hafta 10 gün sonra Çin aşısının Faz3 raporları açıklanacak.

    -Bu raporlar açıklansa bile Sağlık Bakanlığı’nın ilgili onay kurulu aşıyı Türkiye’ye geldikten ve muhtemelen resmi izin başvurusu yapıldıktan sonra inceleyecek ve uygun bulursa “acil kullanım” ruhsatı verecek.

    Bu durumda Türkiye’de aşılamanın başlaması 11 Aralık’ta değil, Aralık ayının sonlarına doğru bir gün olacak iyimser ihtimalle.

    Nitekim İstanbul’daki Çapa Tıp Fakültesi’nin dekanı Prof. Dr. Turan Tükek, salgının başından beri serin kanlı ve yapıcı yaklaşımıyla bilinen bir isim olarak aşı konusunda, “Bizde 20 Aralıkta aşılama başlasa, ikinci dozlar da Ocak ayı başından başlasa ve hızla yapılsa, Ocak ayı sonuna doğru salgının hızında bir yavaşlama bekleyebiliriz” diyor.

    Aşılamaya sağlık çalışanları ve 65 yaş üstünden başlanacak. Onları kronik hastalığı olanlar izleyecek. Yani risk grubu olmayan, kronik hastalığı da bulunmayanlara aşı sırasının gelmesi büyük olasılıkla şubat ayı ortasını, hatta sonunu bulacak.

    Türkiye’de salgının sadece hız kesmesi değil durma noktasına gelmesi için nüfusun 50 milyona yakın bölümünün aşılanması gerekiyor. Bu da 100 milyon doz aşı demek. Şimdilik Sağlık Bakanı’nın söylediği 50 milyon doz temin edilmiş durumda. Eğer geri kalan 50 milyon doz da temin edilirse, veya söylendiği gibi Nisan ayında yerli aşılar da devreye girerse, Türkiye’de aşılama yoluyla sürü bağışıklığı yaz ayları başında sağlanmış olabilir.

    Yani, koronadan bugüne kadar kendini korumuş ve herhangi bir risk grubunda da olmayanların 7 ay daha dişlerini sıkması ve kendilerini korumaya devam etmesi gerekiyor.

    ÇOK OKUNANLAR