• Karar günü: Haziran’da hangi işletmeler açılır, okullar nasıl işler, sınavlar ne zaman?
    04 Mayıs 2020

    Bugün bakanlar kurulu toplantısının ardından sosyal hayatın açılması planlarının bazı ayrıntıları halka çıtlatılacak.

    Fabrikaların, lokantaların, berberlerin, otellerin, ibadethanelerin açılmasıyla ilgili takvim belirginleşebilir.

    20-65 yaş arası yurttaşlara sokağa çıkma izni verilip verilmeyeceğine ilişkin karar da açıklanacak. Konuyu açıklama işi Erdoğan’a bırakıldığına göre karar olumlu, izin çıkacak.

    Haberlere göre 25 Temmuz’a yapılacağı açıklanan üniversite sınavının öne alınması gündemdeymiş. Mesele turizmmiş. Yani hükümet bu yaz tatil yapabileceğimizi düşünüyor. İsabetli bir öngörüyse sevindirici. Ama öğrenciler 25 Temmuz’a göre plan yaptıktan sonra sınavı öne almak mı? Öne çekmek, erteleme kadar kolay verilebilecek bir karar değil.

    Diğer bir karar okulların 1-30 Haziran arasında açılması. Bakanlığın planına göre okul açılacak ama devam zorunlu olmayacak, inisiyatif veliye bırakılacak. Sorunlu bir uygulama olacağı kesin. Okula çocuk gönderenleri, ailenin sağlığını hiçe sayan anne babalar olarak yaftalayan sosyal medya mesajlarını şimdiden okuyor gibiyim. Dersten kaytarmak isteyen çocukların, “Okula kimse gelmiyor. Sağlığımı tehlikeye atıyorsunuz” diye ailelerine yapacakları baskı da cabası. Bir sakınca yoksa okul açılır, değilse bu eğitim yılı şimdiden kapatılmalı. Diğer tercihler ailelerin huzurunu zorlar.

    Küçük tehdit büyük tehlike

    AKP 19 Mayıs Mahallesi Gençlik Kolları Başkanı olduğunu ileri süren Mehmet Emin Göç, sosyal medyada CHP yöneticilerini tehdit etti. Göç, paylaştığı bir kavanoz dolusu mermi fotoğrafının altına “Adam olun, reise bir şey olur ya da darbe olursa hiç kuşkunuz olmasın önce sizi öldürürüm” diye yazdı. Hukuk derslerinde tehdit kavramına canlı örnek vermek isteyecek bir profesörün ders notlarına yazdıracağı türden net bir olay. AKP’den bir kınama henüz yok. Üzerinden 24 saat geçti, şahsa bir işlem yapılmadı.  Şimdi aksini düşünün ve tehdidin AKP’ye yöneldiğini varsayın. Olay için kimse küçük falan demez, üst perdeden çıkışmalar gelir, şahıs çoktan derdest edilirdi. Öyle de olması gerekir çünkü siyasetin tepesindeki sert tartışma tabana yansıdığı an tehlike başlar. Bu küçük olay ve benzerlerini partileri iyi takip etmesi gerekiyor.

    İzmir’de Atatürk tartışması

    İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in plaka kodu 35’e atıfla, her yılın 5’inci ayının 3’üncü gününün “Dünya İzmirliler Günü” olarak kutlanacağını söyledi. AKP ve MHP İzmir il yönetimleri Soyer’e tepkili. AKP Milletvekili Atilla Kaya, kentin Yunan işgalinden kurtuluşu olan 9 Eylül’e alternatif üretilmeye kalkışıldığı söylüyor. Parti sözcüleri bunun Atatürk’ü bir kenara itmek olduğunu da dile getiriyor. Siyasette aslında coğrafyaya göre nasıl farklılaşabildiğinin açık kanıtı. Atatürk meselesini normalde CHP’nin konusu olarak biliriz. AKP İzmir’de muhalefette olunca Atatürk pati için daha değerli hale geliyor. Bunun Konya versiyonunda ise CHP’yi AKP’yi İslam’a uygun davranmamakla itham ederken bulabiliyoruz

    ABD gündemde eski etkisinde değil

    ABD’nin salgın nedeniyle Çin’e yönelik baskılarının artacağını daha önce yazmıştım. Her gün dozu biraz daha yükselterek konuşmaya devam ediyorlar. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, COVID-19’un Vuhan’daki laboratuvarda üretildiğini gösteren kanıtlar bulunduğunu söyledi. Daha ne kadar ileri gideceklerini ya da kanıtların ne olduğunu bilmiyoruz. Ama iletişimci gözüyle bakınca Amerika’nın medya üzerindeki o görkemli dominant dönemlerinden çok uzakta olduğunu söyleyebiliriz. Haberler tırnak içinde verilip geçiliyor. Sebebi de 2003 etkisi. ABD, 2003’te kimyasal silah iddiaları kampanyasıyla Irak’ı vurmuştu. Kimyasal silah deposu olduğu iddia edilen binaların uydu fotoğrafları bol bol basına sızdırılmıştı. Kanıtların şüphe götürür olduğunu söyleyenlerin sesleri medyada duyulmak istenmedi. Sonradan dönemin başkanı Bush bile bilgilerin yanlış olduğunu itiraf etti. Irak Savaşı nedeniyle 100 binlerce ölüm oldu. ABD’nin ve müttefik Avrupalı liderlerin bugün etkisini kısıtlı olmasında o olayın etkisi büyük. ABD’nin emperyal organizasyonu çökünce süper gücün güven kaybının miladı olarak 2003’ten 2020’ye gelen süreç tarihe yazılabilir.

    ÇOK OKUNANLAR