Özgür Özel: Erdoğan’a son ihtarım; yaptığını yanına bırakmayacak, seni indireceğiz, Ekrem Başkan’ı o makama getireceğiz!
02 Haziran 2025

CHP lideri Özgür Özel, Antalya Kepez’de düzenlenen ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinginde, CHP’li belediyelere yönelik 5. dalga operasyonlara tepki göstererek, “Erdoğan’a son ihtarımı bulunuyorum, kumpaslar uğurunda, savcılara talimat verip arkasına geçme. Çünkü yaptığını ardına bırakmayacak, Ekrem Başkan’ı orada bırakmayacak seni indireceğiz, onu o makama mutlaka getireceğiz” dedi. Özel, operasyonlarda tutuklanan CHP’lilerin, baskı altına alındığını söyleyerek, “Ey Akın Gürlek, sen savcı mısın, yoksa mafya mısın? Bu dosyayı iftiralarla doldurmak için iftiralara nasıl başvurursun?” ifadeleriyle tepki gösterdi. Bir vatandaşın verdiği ‘Ümit Özdağ’a özgürlük’ yazan t-shirtü meydana gösteren Özel, “Tepede biri var, bir gün Demirtaş’ı içeri atıyor, bekliyor ki milliyetçiler onu desteklesin. Bir gün Özdağ’ı içeri atıyor, bekliyor ki DEM’liler onu desteklesin. Bu oyun bozulmuştur! İmamoğlu’na da Demirtaş’a da Özdağ’a da hep birlikte sahip çıkıyoruz” dedi.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingleri her hafta farklı bir şehirde yapılmaya devam ediyor. CHP lideri Özgür Özel, bugün Millet İradesine Sahip Çıkıyor mitinginin Antalya Kepez ayağında konuştu.

Özel, DİSK, TİSK, HAK-İŞ’e yaptıkları ziyaretlerden bahsederken, asgari ücrete ara zam gelmesi için çalışmalara devam ettiklerini vurguladı. Bursa mitinginde Erdoğan’ın ‘birlikte Anayasa yapalım’ çağrısına ‘Seninle menemen bile yapmam’ diyen Özel, Antalya mitinginde de bu sözünü yineleyerek, iktidarın ‘yeni Anayasa’ çağrısına bir kez daha kapıları kapattı.

CHP Antalya milletvekilleri Aliye Coşar, Aykut Kaya, Cavit Arı, Mustafa Erdem ve Sururi Çorabatır, miting öncesi kent merkezindeki önemli noktalardan biri olan Tophane Parkı’na, İmamoğlu’nun fotoğrafının yer aldığı ve “Free İmamoğlu” (İmamoğlu’na Özgürlük) yazılı pankartı astı. 

Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şu şekilde:

“Bu milletin iradesine cunta yapan kişi sensin”

“Atatürk’ün dünyanın en güzel yeri dediği şehirdeyiz. Merhaba Antalya! Bugün buraya zalimin zulmünden size sığınmaya, Antalya’nın vicdanında yeniden doğmaya geldik. Antalya’ya geleceğimi duyduğunda bir Yörük dedem dedi ki, ‘Ekrem’e söyle Toroslar gibi dik dursun.’ Yörük dedemin sözlerinde Mustafa Kemal’in sözleri gizli. Atatürk ne demişti, gidin Toroslar’a bakın bir Yörük çadırı duruyorsa bizi kimse yenemez. 

Ekrem Başkan 74 gündür bir zindanda tutuluyor. Ama biliyoruz ki her karanlığın bir aydınlığı vardır. Ekrem Başkan bizim çoban yıldızımızdır. Erdoğan sen görüyor musun Kepez Meydanı’nı. Sen rakiplerini hapse atarak galip geleceğini sandın. Bu millet asırlık kazanımlarına sahip çıkıyor. Sen sokaklardan, meydanlardan korkarsın. Bu milletin iradesine cunta yapan kişi sensin. Bu meydanda, sosyalist demokratlar, muhafazakar demokratlar burada, Kürt demokratlar burada.

“Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına cunta başkanlığını eklemiş”

19 Mart’tan hemen sonra, 7 gün 7 gece önce Saraçhane’de sonra Maltepe’de, Van’da Bursa’da Samsun’da milyonlarla birlikteydik. Artık kimsenin kalesi yok.  Artık kalelerin siyaseti, kutuplaşma siyaseti sona ersin. Bu millet kavgadan, yokluktan yoksulluktan bıkmış. Artık bakan evlatlarının değil vatan evlatlarının sırası gelsin istiyor. 

19 Mart da darbedir. Bu darbenin arkasında selefi bir akım, halefine darbe yapmış. Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiş. Bu darbenin makamı Beştepe, silahı yargı, mühimmatını da iftira yapmıştır. Diyoruz ki Erdoğan, söz milletindir. 

Artık arkasında milletin desteği olmayan bir Erdoğan var. Olsaydı üç savcının üç gizli tanığın, üç hakimin arkasına sığınmazdı. Herkes bilsin ki bunlar bir avuçtur. Onlar bir avuç insan ise biz milyonlarız. Kendisiyle ilgili her konuda sözün ve kararın sahibi millettir. Eğer bir iktidar milleti karınca gibi ezmeye çalışırsa, her sokak, her meydan her fabrika birer meclistir. Biz birileri gibi salon siyasetçisi değiliz. Biz birileri gibi kendimizi atanmışlara alkışlatıp, meydanlardan kaçmayız. CHP sokaktadır. Milleti ile birlikte iktidar yürümektedir. 

“Erdoğan’a son ihtarım, seni indireceğiz!”

Antalya Üniversitesi burada. Gençlere hoş geldin diyelim. Ekrem Başkan hiç olmadığı kadar teftiş gördü. Sayıştay denetimlerinin hepsinden geçti. Hiçbir şey bulamadılar. Ne zaman Cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu o zaman cuntayı kurdular. Önce diplomasını iptal ettiler. Bunu yurt dışından gelenler duyduğunda inanamıyorlar.

Ben Ekrem Başkandan değil 24 arkadaşından birinden bahsedeceğim. Kişi o dönem İstanbul Üniversitesi’nden diplomasını almış, Sorbonne’dan doktora yapmış, Galatasaray Üniversitesi’nde işletme bölümünün başkanı olmuş, dünya kadar öğrenci okutmuş ama bir anda diploma iptali ile lise mezunu olmuş. Nasıl olmuş, o dekanın kusuru çok çalışmanın yanında Ekrem Başkan’ın sınıf arkadaşı olmakmış. Sadece Ekrem İmamoğlu’ndan korktuğu için bir dekanı lise mezununa çeviren bir yönetimle karşı karşıyayız. Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz’da ben bu davaların avukatıyım diyordu. Ben Zekeriya Öz’e kefilim diyordu. Ben de bu milletin şerefli askerlerine, aydınlarına kefil oldum. Ben İlker Başbuğ’a, Mustafa Balbay’a, Mehmet Haberal’a kefil oldum.

Zekeriye Öz, fare gibi kaçtı. Benim kefil olduklarım sizin aranızda alnı açık, başı dik geziyorlar. Şimdi o yine birine kefil oluyor, ben birine. Ekrem İmamoğlu’na kefil oluyorum. 

Milletimden ve rabbimden af diliyorum, yine af mı dileyecek? Buradan Erdoğan’a son ihtarımı buunuyorum, kumpaslar uğurunda, savcılara talimat verip arkasına geçme. Çünkü yaptığını ardına bırakmayacak, Ekrem Başkan’ı orada bırakmayacak seni indireceğiiz, onu o makama mutlaka getireceğiz. O savcı Anayasa’ya aykırı olarak İstanbul’a atanalı tam 214 gün geçti. 214 gündür saldırıyorlar ama hiçbir şey bulamıyorlar.

“Erdoğan, bugünün zalimidir”

Arkadaşlarımının onuruyla oynuyorlar, savaş hukukunda olmayan şeyler yapıyorlar. Kul hakkı yiyorlar. AKP’nin vicdanlı insanlarına sesleniyorum. Erdoğan bir çok soruşturma geçirdi. ama bir günden bir güne kapısına polis yollanmadı. TRT ekranlarında üzerine ifitralar saçılmadı. Pankartları yasaklanmadı. Cezaevinde şiir albümü çıkardı, ziyaretçi kısıtlaması olmadı. Dünün mağduru olan Erdoğan, bugünün zalimidir. Bunu unutturmayız.

Bilinsin ki kurulan kumpas, ‘FETÖ’ dönemleri kadar kirlidir. 74 günün sonunda yine köşeye sıkıştılar. İftira at kurtul kumpasına geçtiler. Daha önce kadın tutukluları tehdit ettiler deşifre ettik. Yine bir tutukluyu tehdit ettiler, Ekrem Başkan’ı suçlamazsan içeride çürürsün dediler. O Başsavcıya, Akın Gürlek’e soruyorum, sen savcı mısın mafya mısın? Sen bu yollara nasıl başvurursun? Avcılar Belediye Başkanımız, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımızı, Adana Seyhan Belediye Başkanımızı, Adana Ceyhan Belediye Başkanımızı, PM üyesimiz Baki Aydöner’i ve Aykut Erdoğadu’yu yalan ve ifitralarla gözaltına aldılar. Ey darbeciler, 5 değil, 55 dalga yapsanız da bu milleti teslim alamayacaksınız.

Gencecik kardeşlerimize bunları yapanlar bilsinler ki bizim birbirimizle bağımız çıkar bağı değil bir kavgaya birlikte inanmanın bağıdır. Bir inancın yüceliğinde buldum seni… Bitmiyor o kavga sürüyor ve sürücek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek…

Bu şiir, Aykut’a, Kadir’e, Oya’ya, bu şiir Ekrem Başkan’a gitti. Erdoğan’a son çağrı, bu millet iş ve aş istiyor. Türkiye’nin bu kabustan uyanması gerekiyor. Güvendiğin üç hukukçuyu görevlendirmeni bekliyoruz. TRT’de canlı yayınlayın. Hala bu davanın savcısıyım diyeceksen ben de bu davanın avukatıyım, hadi bakalım. Ekrem Başkan o savcıya o salonu nasıl dar ediyor görsün bu millet. 

“İmamoğlu’na özgürlük demek cesaret işidir”

Bu milletin onurlu savcılarına sesleniyorum, bu millet sizin doğru kararlarınızın arkasında duracaktır. Bu darbeciler bir daha insan içine karışamayacaklar. Çıkmış hala ahtapot diyor. Dünyadan tepki gelince de bozuluyor. Dostum Pedro Sanchez İstanbul’daydı. 81 ülkeden 89 partinin temsilcileri hep birlikte Free İmamoğlu pankarını kaldırdık. Erdoğan rahatsız olmuş, Sanchez’i kasetederek ‘Ben ona anlatmıştım, şimdi kalkmış bir şey kaldırıyor’ diyor. Türkiye’de yargı bağımsız ise kimsenin bilmediği dosyayı sen nasıl İspanya Devlet Başkanına anlatıyorsun? İmamoğlu’na özgürlük demek cesaret işidir. Senin söylediğin yalanlara inanıp da buradan kanıt aramak ise cesaret bir yana acizliktir. Aciz bir yargı aciz bir dosyayı sırf kendi çıkarların için yaratmaya çalışıyorsun.

Gelelim senin ahtapota. Orada burada ahtapot arama, ahtapot sarayda. O saraydaki ahtapotun hesabını bağımsız yargı soracak. Milletin alın teri bir kişinin hırsına kurban gidiyor. 2.4 milyon lira Türkiye’de olan herkes, cebinden 27’şer bin kaybetti. Buradan şunan sözünü veriyorum, bir sonraki Cumhurbaşkanı ‘Ananına da al çek git’ diyen değil 1. Cumhurbaşkanı gibi, köylü milletin efendisidir diyen gibi olacak.

“Asgari ücret masasını kuruyoruz”

Darbeye direnişin en ön saflarında hep bu genç kardeşlerim vardı. Antalya’da Akdeniz Üniversiteleriyle ne kadar gurur duysanız azdır. Ancak bu üniversitenin bir de utanç verici bir rektörü var. Gençlerimize mezuniyet töreni yaptırmadı. Biz onlara görülmemiş bir mezuniyet töreni yapacağız.

Asgari ücret hiç zamlanmadan bir yıl geçirmişti. Hatırlayın, 2023 seçimlerinde önce ara zamlar yapılıyordu. Sonra Erdoğan enflasyon dönemide asgari ücreti 4 kez ayarlamak gerekiyor deyip oyu aldı asgari ücreti unuttu.

17 bin liralık asgari ücrete beklenilen enflasyon üzerinde zam yaptılar. Bu zamla asgari ücret 19 bin liraya geriledi. Haftaiçi, DİSK’i TİS’i HAK-İŞ’i ziyaret ettik. İktidarın kurmadığı asgari ücret masasını biz kurduk.

Emeklilere sefalet tarifesi uyguluyorlar. 14. bin 500 TL’yi 16 yapmaya hazırlanıyorlar. ama emeklilerin seyyahen zam alması lazım.

“Bunlarla menemen bile yapılmaz”

Miletten korkan iktidar olur mu? Partisi yüzde 30’lara düştü. Aday olamıyorsa, oğlu mu gelecek damadımı gelecek birbirini yiyen bakanlarımı geliyor, kim gelirse gelsin bizi durduramazlar! Meşruiyeti kalamayacak adamlar Anayasa yapacakmış. Sen Anayasayı kaç kez değiştirdin, hep Anayasa yaptın. Bunlarla Anayasa’yı bırakın menemen bile yapılmaz.

İmza sayımız 15 milyonu aştı. Biz sadece CHP için değil, hangi siyasi görüş için olursa olsun mücadele ediyoruz. Tepede biri var, bir gün Demirtaş’ı içeri atıyor, bekliyor ki milliyetçiler onu desteklesin. Bir gün Özdağ’ı içeri atıyor, bekliyor ki DEM’liler onu desteklesin. Bu oyun bozulmuştur! İmamoğlu’na da Demirtaş’a da Özdağ’a da hep birlikte sahip çıkıyoruz.”

İmamoğlu’nun mesajı 

CHP’nin Antalya’daki “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingine mesaj gönderen tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bilsinler ki, bizi de bu milleti de yıldıramazlar. Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyiz. Büyük dönüşüm için ihtiyacımız olan şey; yeni bir yönetim anlayışı ve güçlü bir toplumsal dayanışma ruhudur. Demokrasi, sadece seçimlerde değil, her gün yeniden kurulması gereken bir ortak yaşam kültürüdür” dedi.

İmamoğlu’nun Silivri’den yolladığı mektubu, alanı dolduran on binlere ve ekran başındaki milyonlara CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı okudu.

Mektubuna, “Merhaba Antalya; kadınlara, gençlere, emeklilerimize, bu topraklara, bu Cumhuriyete gönül veren herkese selam olsun” sözleriyle başlayan İmamoğlu, şunları söyledi: 

“Zaman zaman toplumlar, bir eşikten geçer. İşte biz de o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yepyeni bir sayfa açacağız ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizlik ve güvensizlik sarmalına mahkûm kalacağız. Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerlerin başında adalet duygusu geliyor. Haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor, hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka, sonra da birbirine güvenmesi gerekir. Bu güven kaybolduğunda ne ekonomi işler ne siyaset ahlaki kalır ne de insanlar birbirine tutunabilir. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden, hiçbir kalıcı çözüm üretemeyiz. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta; hayatın her anında gereklidir.”

“İşte biz bu mücadeleye, bu ülkenin insanlarına hak ettikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla, yargı darbeleriyle durdurmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ancak bilsinler ki, bizi de bu milleti de yıldıramazlar. Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyiz. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda da söylemiştim. Bu mücadelede Antalya’nın yeri ayrı. Çünkü Antalya, sadece bir şehir değil; tarımın, turizmin, teknolojinin kesiştiği bir potansiyel alanı. Aynı zamanda, çevresindeki göller bölgesiyle, Konya ve Karaman’la birlikte bir kalkınma kuşağı oluşturabilecek güce sahip stratejik bir merkez. Ancak bu büyük potansiyele rağmen, doğru planlamalar yapılmadığı, kaynaklar verimli kullanılmadığı ve ortak akıl işletilmediği için Antalya’nın zenginliği, Antalyalıya refah getirmiyor. Bir tarafta milyonlarca turiste ev sahipliği yapan tesisler var, öte yanda kira ödeyemeyen, geçinemeyen aileler. Bir yanda üretmek isteyen ama destek bulamayan çiftçiler, diğer yanda atıl bırakılmış yatırım alanları. Bu çelişki, tesadüf değil; yanlış tercihlerin, günübirlik politikaların sonucu.”

“Biz Antalya’ya da çevresindeki tüm illere de bütüncül bir kalkınma vizyonuyla bakıyoruz. Bölgesel eşitsizlikleri giderecek, üretimi destekleyecek, teknolojiyi yaygınlaştıracak ve turizmi tüm kesimlerin kazandığı bir yapıya kavuşturacak bir yol haritamız var. Kaynakların sadece bir kesimin değil, tüm toplumun refahına hizmet ettiği; gençlerin göç etmek zorunda kalmadığı, kadınların üretimin her alanında var olduğu bir Antalya hayal etmiyoruz, inşa edeceğiz. Bu büyük dönüşüm için ihtiyacımız olan şey; yeni bir yönetim anlayışı ve güçlü bir toplumsal dayanışma ruhudur. Demokrasi, sadece seçimlerde değil, her gün yeniden kurulması gereken bir ortak yaşam kültürüdür.”

“19 Mart’tan bu yana siz, meydanlarda demokrasi tarihinin anlamlı duruşlarından birini gösteriyorsunuz. Bu demokrasi nöbetlerinde, adalet buluşmalarında, bir yandan millet olmanın gereği olarak dayanışıyoruz ama aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışının ve halkla omuz omuza yürüyen bir siyaseti hep birlikte üretiyoruz. Demokrasi nöbetleriyle büyüyen bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil. Çünkü biliyoruz; bu ülke, bu halk, bu topraklar daha iyisini hak ediyor. O günlere hep birlikte kavuşacağız. Kimseyi geride bırakmayacağız. İnatla, cesaretle, umutla mücadele etmeye devam edeceğiz, her şey çok güzel olana kadar. O zamana dek mücadeleye devam. Önümüz bayram, bu vesileyle hepimizin, tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum. Ekrem İmamoğlu.”

ÇOK OKUNANLAR