LeMan dergisinin karikatüründe “Hz. Muhammed’i tasvir ettikleri” yorumu yapılarak krize neden olan soruşturma neticesinde yazı işleri müdürü Z.A, grafikeri C. O., karikatürün sahibi D. P. ve müessese müdürü A.Y. tutuklandı. Savcılığın tutuklamaya sevk yazısında, LeMan dergisinin karikatürünün, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunu oluşturduğu ve soruşturma başlatıldığı ifade edildi.
Savcılığın sevk yazısında, söz konusu karikatürün kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler ve görseller içerdiği iddia edilerek, karikatürde, “şehrin bombalanmasından Hz. Muhammed ile Hz. Musa’nın sorumlu tutulduğu” öne sürüldü.
Sevk yazısında, Leman dergisinin karikatürünün, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunu oluşturduğu ve soruşturma başlatıldığı ifade edildi.
Yazıda, LeMan Dergisi sorumlularının üzerlerine atılı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunun oluşabilmesi için, halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesiminin, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edilmesi ve bu tahrik nedeniyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması unsurunun gerçekleşmesi gerektiği belirtildi.
Bu suçun korunmasındaki hukuki yararın, toplumun farklı unsurları arasındaki muhtemel ortaya çıkacak kin ve düşmanlığın önlenmesi ve kamu barışının korunması olduğu kaydedilen yazıda, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216. maddesi 1. fıkrasında belirtilen özelliklere sahip grupların birbirine karşı düşmanlık duymalarını veya kin beslemelerini, birbirinden nefret etmelerini olanak sağlama anlamına geleceği iddia edildi.
Sevk yazısında, “Somut olayda, Leman dergisinin 26 Haziran’da yayımlanan nüshasının dördüncü sayfasında, İslam dini peygamberi olması nedeniyle halkın bir kesiminin benimsediği dini değer kapsamında değerlendirilmesi gereken Hz. Muhammed ile Hz. Musa’nın tasvir edilerek, bir şehrin üzerine bombalar düştüğü anın betimlendiği, bu sırada tasvir edilen Hz. Muhammed’in ‘Selamün Aleyküm, ben Muhammed’, Hz.Musa’nın ise ‘Aleyhem Salom, ben de Musa’ şeklinde sözler söylediğinin karikatürize edildiği, bu suretle şehrin bombalanmasından Hz. Muhammed ile Hz. Musa’nın sorumlu tutulduğu” ifadelerine yer verildi.
“Karikatürün kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler ve görseller içerdiği” iddia edilen yazıda, “ifadeler ve görsellerin, halkın bir kesiminin diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa, ayrımcılığı gerektirecek nefrete yönlendirici nitelikte olduğu” ileri sürüldü.
Yazıda, ifadeler ve görsellerin bulunduğu derginin sosyal medya ve basın yayın organlarında yayınlanmasının akabinde birçok hesap ve grup tarafından yorumlar ile paylaşılarak medyada gündem oluşturduğu belirtilerek, “bunu müteakip tahrik edilenler nazarında endişe yaratacak şekilde bir etki oluşturarak, kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı” iddia edildi.
Sevk yazısında, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce 1 Temmuz’da düzenlenen araştırma raporuna göre karikatürün sahibi şüpheli D.P. sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli ifadeler olduğu, şüphelinin ayrıca “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediği ifade edildi.
Karikatürcü DP’nin ifadesi
LeMan çizeri D.P., emniyet ifadesinde karikatürün barış mesajı taşıdığını ve dini değerlere hakaret kastı olmadığını söyledi.
DP, karikatürün savaşlarda ölen sıradan insanlara dikkat çekmek amacıyla yapıldığını, yayımlanma kararının derginin Genel Yayın Yönetmeni T.A’ya ait olduğunu ifade etti. Tartışmanın kendisine yöneltilmesini doğru bulmadığını, mesajının barış olduğunu belirtti. Hakkındaki suçlamayı reddetti.
“Genel Yayın Yönetmeni T.A’nın onayı olmadan yayımlanmaz”
P., “Benim, Leman dergisinde sorumlu olduğum yarım sayfalık bir köşem vardır. Eskiden haftalık yayımlanırken, şu anda 15 günde bir basın-yayın faaliyeti yürütmekteyiz. Her 15 günde bir karikatür çizip dergiye teslim ederim. Bahsi geçen karikatürü yaklaşık bir hafta önce çizdim ve derginin sahibi olan T.A’ya gönderdim. Aynı süre içerisinde, derginin grafik tasarım işlerini yapan C.O ve M.Y.’ye de ilettim. Karikatürün yayımlanmasında yetkili kişi, Genel Yayın Yönetmeni T.A.’dır. Onun onayı olmadan karikatür yayımlanmaz. Eğer gönderilen karikatürde bahsedildiği gibi bir sorun olsaydı, T.A. kesinlikle yayına izin vermezdi.” dedi.
“Günümüzde savaşlarda hayatını kaybeden sıradan insanları kastettim”
P., karikatürün içeriğine ilişkin olarak da şu ifadeleri kullandı:
“Filistin katliamından bugüne, İran savaşı da dâhil olmak üzere karşılıklı olarak hayatını kaybeden insanlarla ilgili bu karikatür, aslında barış dolu bir çalışmadır. Karikatürde geçen Muhammed ve Musa isimleri, bu toplumlar içinde çokça kullanılan, popüler isimlerdendir. Muhammed ismi, Müslümanları temsil eden bir isim gibi görünürken; Musa ismi ise Yahudileri temsil eden bir isim olarak algılanabileceğinden dolayı bu iki ismi karikatürde kullandım. Ayrıca, eğer peygamberlerden bahsedilecekse, isimlerinin başında ‘Hz.’ ve sonrasında ‘(s.a.v.)’ gibi ifadeler kullanmamız gerekir ki peygamber oldukları açıkça anlaşılsın. Ancak benim burada kastettiğim, günümüzde savaşlarda hayatını kaybeden sıradan insanlardır.”
“Savaşın anlamsızlığına vurgu yapmak; ruhların birbirleriyle anlaşabileceği mesajı vermek istedim”
Pehlivan, karikatürün zaman ve mekân bakımından günümüzü yansıttığını belirterek şöyle devam etti:
“Karikatüre bakıldığında, çizimdeki kıyafetlerin ve mekânın günümüzü yansıttığı net bir şekilde görülecektir. Bu da anlatılmak istenenin tarihsel değil, tamamen bugüne ait bir durumu temsil ettiğini göstermektedir. Savaşın anlamsızlığına vurgu yapmak; ruhların birbirleriyle anlaşabileceğini fakat bunun fark edilmesi için illa ölmek mi gerektiği sorusunu sormak istedim. Vermek istediğim mesaj yalnızca budur. Başka hiçbir amacım yoktur. Hatta karikatürün oldukça neşeli ve sevgi dolu bir anlatıma sahip olduğunu düşündüm.”
“Meslekte öğrendiğimiz ilk kural, din konularına girmemek ve dinle alay etmemektir”
Son olarak P., çiziminin güncel olaylarla ilişkilendirilmesini doğru bulmadığını belirterek şunları söyledi:
“Bu çalışmanın, güncel olaylarla ilişkilendirilmesini hiçbir şekilde doğru bulmuyorum. Konuyu ülke gündemine taşıyıp toplumu galeyana getiren şahıstan şikâyetçiyim. Bu süreçte mağdur olan benim, aynı zamanda toplumdur. Ben bu karikatürde barıştan söz ediyorum, ama bazı kesimler birileri farklı bir tartışma yaratarak, bu tartışmayı benim üzerime yıkmaya çalışıyor. Bu tarz kişilere ‘provokatör’ denildiğini düşünüyorum. Türkiye’de uzun yıllardır çizerek yapıyorum. Bu meslekte öğrendiğimiz ilk kural, din konularına girmemek ve dinle alay etmemektir. Bu ilkeye her zaman bağlı kaldım. Hakkımda yöneltilen suçlamayı kabul etmiyorum.”