Saraçhane boykotunun telafisi mi: Ümit Özdağ CHP’yi ziyaret etti
06 Temmuz 2025

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, “İstanbul’da 109’uncu gün bugün. Bir kör kuruş, bir delikli para bulup da bir kasadan, bir evden böyle bir havaya atsınlar da görelim ya. Bir delikli parayı havaya atsınlar. O yüzden arkadaşlarımız için üzgünüz. Ama mesele düşman hukukudur. Artık esirdir onlar” ifadelerini kullandı.

Özdağ ve beraberindeki heyet, CHP Genel Merkezi’nde Özel ile görüştü.

CHP Genel Başkanı Özel, görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Özel, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili iddiaların sorulması üzerine, “Hem Muhittin Böcek’in alelacele bomboş bir dosyadan tutuklanması, hem de dosyada anılan diğer kişinin, yani dosyadaki esas olarak bir dairenin kendisine verildiği söylenen kişinin denetimli serbestlikle serbest bırakılıp, aralarında herhangi bir bağ olmayan, sadece eski kayınpederi olan Muhittin Böcek’in tutuklanması ve davanın tutuklu sürecek olması Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yargı üzerindeki talimatıyla tam bir fırsatçılık, alelade bir olay. Bir boşanma var. Boşanmada eşler arasında yapılan bir anlaşmayla bir daire var. O daire nereden alınmış, kimden alınmış, nasıl alınmış? O meselenin üstüne gidilecekse gidileceği yer belli. Muhittin Böcek’in oğlu da gelini de önceki gelini de erişkin insanlar. Ve Muhittin Böcek’in de bu meseleyle hiçbir bağı olmadığı halde Muhittin Başkan’a tutuklama verilmesi tam bir fırsatçılık” dedi.

Özel, şunları söyledi:

“Antalya’ya, Türkiye’ye büyük kötülük”

“Yapılan kötülüğün boyutu şu: Türkiye’nin 25 milyon turist ağırlayan, en önemli turizm destinasyonu ve tam yazın başı ve bundan önce, Cumhuriyet tarihi boyunca Antalya’yı iki kez üst üste hiçbir belediye kazanamamış, çünkü son yılın verileri ile 2 milyon kişiye göre para yollayıp 25 milyon kişiye hizmet beklenen bir yer orası. Ve hangi belediye başkanı olursa olsun bir sonraki döneme memnuniyet taşıyamamış bu yüzden. İstisnası Muhittin Böcek. Beş yıl görev yapmış. Turizmci de memnun, turist de memnun, millet de memnun. Yüzde 50 oyla bir daha seçilmiş. Mucizevi bir iş. Ve Temmuz’un başında, sezonun tam ortasında, büyük bir koordinasyonun gerektiği, hiç olmazsa geçen seneki başarının tekrarının gerektiği bir yerde tutuklu yargılama. Yurtdışına çıkış yasağı koy, çok bir tedbir istiyorsan. İmza ile koy. Zaten kaçacak olsa kaçardı. Antalya’yı bırakıp nereye kaçacak Muhittin Böcek? Kaçarsa da kurtulursunuz. Zaten siz başarılı belediye başkanlarının başarılı işlerinden rahatsızsınız. Bırakın kaçacaksa Muhittin Böcek kaçsın. kaçsın. En nihayetinde en korktuğunuz Ekrem İmamoğlu kaçsın. Siz de kurtulun. Niçin bu tutuklamayı yaptığınızı bilmiyor muyuz? O yüzden bu tutuklama evet, Cumhuriyet Halk Partisi’ne kötülüktür. Ama Antalya’ya, Antalyalı turizmciye, Antalyalı esnafa, Antalyalı’nın kendisine ve Türkiye’ye kötülüktür. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi iki kez üst üste kazandı diye çıldırdıkları, hazmedemedikleri bir şehre cezadır, Cumhuriyet Halk Partisi’ne cezadır. Türkiye’ye de büyük bir kötülüktür.

Şimdi hep birlikte Zeydan Karalar’ın durumunu ve ’nin durumunu göreceğiz. Şöyle göreceğiz: Birini Adıyamanlı analar adaylaştırdı. Bir milletvekili var şehirde. Tutup da onu belediye başkanı yapıp, milletvekilsiz kalmanın bir sebebi olabiliyor. Sadece o milletvekili kazanırsa. Onunla kazanılırsa aday yaparsanız. Şehir Abdurrahman Tutdere’nin adaylığını söke söke aldı bizden. Ağlaya ağlaya aldılar. Giden bütün heyetler ‘Anket manket yaptırma, Abdurrahman’ı aday gösterirsen, bu şehir kararını vermiş’ dediler. Abdurrahman Tutdere aramızda mizah konusu bizim. ‘Merhaba’ dediğinde Adıyaman’a bir para istiyor. ‘Merhaba’ dediğinde Adıyaman’a bir araç, bir park, bir çocuğa burs. Abdurrahman Tutdere ile karşılaşmaya korkar oldu bizim belediye başkanlarımız, yöneticilerimiz. Abdurrahman demek Adıyaman’a bir şey istemek demek. Bu Abdurrahman’ı alıp koyun şimdi içeriye, alıp koyun. O Adıyaman’a da gidin bir sokakta dolaşın bakalım. Hodri meydan. Sokakta dolaşın. AK Partililer gitsinler desinler ki ‘Biz Abdurrahman’ı aldık, içeri attık.’ Çünkü bir tane müteahhittin iftirasıyla. O da önceki Adıyaman AK Parti Belediyesi döneminde çalışan, Abdurrahman’ın sözleşme yenilemediği birisi. Alın bakalım Abdurrahman’ı da.”

Zeydan Karalar… Adana’da efsane, Adana’da miting yapmaya gidiyorsunuz. Yanınızda Zeydan Karalar varsa, çeşitli kesimlerin ona dakikalar süren, 25 dakika süren tezahüratları bitmeden konuşmaya başlayamıyorsunuz. Kim organize edebilir öyle bir sevgiyi? Bu sevgi parayla, pulla, onunla, bununla olmuyor. İnsanlıkla oluyor, hizmetle oluyor. Milletin içinde olmakla oluyor. Hadi ben bir şey söyleyeyim mi? Yani kendileri için üzgünüm, aileleri için üzgünüm, çok sevdiğim insanlardır üzgünüm. Ama bu süreç içinde vallahi parti için galiba hayırlısı oluyor ya. Hayırlısı oluyor. Gitsinler Antalyalı turizmciye, Adıyaman’daki yas içindeki teyzeye, Abdurrahman’ın sahip çıktığı yoksul, kimsesiz, anasız, babasız kalmış çocuklara, Adana’ya Zeydan Karalar’ın yokluğunu anlatsınlar bakalım. Yani bugüne kadar biz anlatıyorduk, bundan sonra AKP anlatacak bu insanları neden aldığını. Bu kadar suçsuz, bu kadar günahsız insanları, Sayın Genel Başkan’ın ifade ettiği gibi bir düşman hukuku içinde. İstanbul’da hiçbir şey bulamıyor. Antalya’da, Manavgat‘ta bir görüntü bulmuş, o görüntüye AK Partililer tepki göstermeden, ben tepki gösterdim. Muhakkik tayin ettim. Ve deniyor ki ‘Ya hiçbir yerde delil yok, burada kumpas kuruldu. Kumpassa kumpas olduğu çıksın kardeşim’ dedim. Bir delil olursa hukuka ne kadar saygılı olacağımızı herkes görsün. İstanbul’da 109’uncu gün bugün. Bir kör kuruş, bir delikli para bulup da bir kasadan, bir evden böyle bir havaya atsınlar da görelim ya. Bir delikli parayı havaya atsınlar. O yüzden arkadaşlarımız için üzgünüz. Ama mesele düşman hukukudur. Artık esirdir onlar. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Partisi’nin, Atatürkçülerin iktidarına karşı girişilen darbede esir düştü arkadaşlar. Günü gelince esirlerimizi geri alacağız. Ne yapalım?”

ÇOK OKUNANLAR