CHP’nin tepkisi Zeytinburnu’nda meydana sığmadı
04 Eylül 2025

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’li belediyeler hakkında süren soruşturmalar ve son olarak CHP İstanbul İl Başkanlığı yönetimine atanan kayyım üzerinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a yüklendi. “Adalet Bakanı guguk kuşudur, günde iki defa ‘yargı bağımsızdır’ deyip içeri kaçmaktadır” diyen Tunç’un, Gürlek hakkında dosya yaptığı iddiasında bulunarak, “Adalet Bakanı, savcıyı sevmediğini, hakkında dosya yaptığını, onun da senden nefret ettiğini biliyoruz, tarihe korkak olarak geçeceksin, guguk kuşu olarak geçeceksin” dedi.

İBB soruşturmalarında, “İBB dava borsası” iddiasıyla bazı isimlerin ‘itirafçılığa’ yönlendirildiği iddiasını yineleyen Özel,  Avukat Mehmet Yıldırım ve eski AKP’li Avukat Mücahit Birinci’den sonra bu iddiasına ilişkin bir kişinin daha adını verdi. Akın Gürlek’in Celal Çakmak’ı İmamoğlu dosyasında ‘itirafçı’ yaptığını öne süren Özel, “Geçmişte büyükelçiliklerimizin ‘illallah’ dediği bir adam vardı. Bunlardan birine Akın Gürlek randevuyu verdi. Bu kişinin işi gücü yargı üzerinde etkim var diyerek dolandırıcılık yapmaktı. Bu kişiyi tuttu Akın Gürlek. Bu kişinin adı Celal Çakmak. Akın Gürlek, bu kişiyi İmamoğlu dosyasında iftirafçı yaptı. ‘Murat Ongun’a 20 milyon para verdim’ diye ifade kullandırdı. Şimdi Akın Gürlek’e soruyorum. Celal Çakmak‘a, onun ayarladığı randevuyla o çeteye randevu verdin. Dolandırıcı olduklarını biliyorsun” ifadelerini kullandı.

Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in yerine kayyım atanmasına ilişkin olarak da, “Bu yargı çetesi Türkiye’yi kirli bir yola soktu. Artık kimsenin mazbatasının bir garantisi yok. Kazanılan seçimin önemi yok. Eldeki belgenin önemi yok. Türkiye’de seçim hukukunu, serbest seçimleri askıya aldılar. Karşımızda kaybedince gitmeyen, yetkiyi gasp eden, hukuku gasp eden, demokrasiyi gasp eden bir rejim vardır. Bu vicdansızlığa teslim olmayacağız” dedi.

Zeytinburnu’nda büyük kalabalık

CHP, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi kapsamında Zeytinburnu’nda halkla buluştu. Bu miting, CHP İstanbul Başkanlığı yönetiminin görevden alınmasının ardından ilk miting oldu. Oldukça kalabalık bir kitlenin toplandığı mitingde her zaman olduğu gibi önce cezaevindeki Ekrem İmamoğlu’nun  mesajı okundu. Mesajı kürsüde y erine kayyım atanan İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu ve Çelik büyük alkış aldı.

İmamoğlu, mesajında şunları söyledi:

“Fatih Sultan Mehmet’in öncülüğünde kurulan, tarihi ve doğal mirasımız Zeytinburnu’nda; demokrasi, adalet ve özgürlük için bir aradayız. Cennet vatanımızı siyasi mühendislikle, davalarla, tutuklamalarla, masa başı planlarıyla ve kayyımlarla ele geçirmeye çalışanlara karşı, 19 Mart’tan bu yana direnişteyiz. Demokrasiyi siyasi vesayetlerle bitirmeye çalışanlara karşı en büyük umudumuz, 19 Mart’ta Saraçhane’yi gür sesiyle inleten milletimizdir. Bitirmeye çalıştıkları bu umut seferberliğini ne bizleri esir alarak ne de CHP’yi tehdit ederek durdurabilirler. Türkiye Cumhuriyeti’ni darbeler değil, demokrasi yönetecektir. Millete savaş açmayı tercih edenler, devletin kurumlarını milli irade gaspı için kullananlar ve kayyımlardan medet umanlar, sizin iradenize yenilecek ve kaybedeceklerdir. Dün, yargı eliyle yapılan kumpas da bir kez daha göstermiştir ki; milletin kendi kaderini tayin etme ve demokratik yollarla iktidarı değiştirme hakkını gasp etmeye çalışıyorlar. Bunu da devletimize ve milletimize yaşatılan bütün kötülüklerin önünde, sarsılmaz bir iradeyle duran Cumhuriyet Halk Partisi’ni yok ederek yapmak istiyorlar.”

Özgür Çelik onurumuzdur

“Bu yönüyle, ilk günden beri diyoruz; mesele, Türkiye meselesidir. Türkiye’nin özgür, adil ve refah dolu yarınlarıdır. Şunu iyi bilsinler; Cumhuriyet’i kuran iradeyi, Türkiye’nin birinci partisini ve milletin egemenliğini hiçbir kuvvet esir alamayacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve demokrasimizin sigortasıdır. Tertemiz olan İstanbul İl Kongremizi ve Kurultayımızı lekelemeye çalışarak, partimizi kayyımla tehdit ederek ve delegelerimizin iradesini hiçe sayarak sonuç alabileceklerini sanıyorlar. Buradan güçlü bir şekilde ifade ediyorum; CHP kongreleri ve İl Başkanımız Özgür Çelik onurumuzdur. Bilsinler ki, ‘Ben CHP’liyim’ diyen hiçbir siyasetçi, bu irade gaspına ve onursuzluğa alet olmaz. Demokrasiye karşı yapılan bu saldırıyı durduracak kudret; sizin gönlünüzde, aklınızda, ruhunuzda, Türkiye’ye ve demokrasiye olan inancınızda mevcuttur. Yorulmayacağız ve asla pes etmeyeceğiz. Hep birlikte geleceğimize ve demokrasimize sahip çıkacağız.”

Şantajla delil üretmeye çalışıyorlar

“6 yıl boyunca, İstanbul’un 39 ilçesini birbirinden ayırmadan çalıştık. Bu şehrin her bir köşesini, bize teslim edilmiş kutsal bir emanet olarak gördük. Her zaman, İstanbul’un muhafızı olma bilinciyle hareket ettik. Bu sayede, İstanbul tarihinin yıllık ortalamada en çok metro üreten, en fazla altyapı ve çevre yatırımı yapan, en çok sosyal yardımda bulunan yönetimi olduk. Şimdi, bizi bir suç örgütüymüş gibi göstermeye çalışanlar, yıllardır bizi sürekli inceleme, soruşturma ve teftişten geçiriyorlar. Bin küsur inceleme, soruşturma ve teftişle bulamadıklarını, iktidarın emri altına girmiş bir kısım yargı mensubu aracılığıyla, şimdi bizzat kendileri yaratmaya çalışıyorlar. Baskıyla, tehditle, şantajla insanları iftiracı yapmaya, delil üretmeye, suç uydurmaya çalışıyorlar.”

İddianame ortaya çıksın, kim kimi yargılıyor görülecek

“Sabırla, iddianamenin hazırlanmasını, yargılamanın başlamasını bekliyoruz. O gün geldiğinde, kim kimi yargılıyor, herkes görecek. Milletin vicdanında çoktan kaybettikleri bu davayı, bir de bizlerin karşısında kaybedecekler. Başaramayacaklar. Hukuku, milletin vicdanını ve iradesini yok sayarak, tarihin akışını tersine çeviremeyecekler. Bu ülkenin dört bir yanında, maruz kaldığı adaletsizliklerle mücadele etmek zorunda kalan, yüreği acı dolu on milyonlar var. Haklıdan değil, güçlüden yana çalışan, kurum ve kuralların değil, bir avuç insanın kontrolü altında işleyen bir sistemde adalet olmaz. Adalet olmayınca da ne refah olur ne huzur. Onun için herkes adalet arıyor. Bu millet, yalnız mahkemelerde değil, hayatın her alanında adalet arıyor. Elde ettiği gelirde, ödediği vergide, devletin sunduğu imkân ve fırsatlarda adaleti arıyor millet. Biz, milletimizin adalet arayışına son vermek, adaleti yalnız devletimizin değil, mutluluğumuzun, kardeşliğimizin, zenginliğimizin temeli haline getirmek için mücadele ediyoruz.”

“Birlik olacağız ve hep birlikte başaracağız. Devlet, gücünü baskıdan ve zorbalıktan değil, adil olduğuna duyulan güvenden alacak. Bu ülkede artık kişilerin değil, kurumların ve kuralların dediği olacak. Devlet; her bir vatandaşa, her bir partiye, toplumun her kesimine eşit mesafede olacak, kamu hizmetlerini ayrımcılık yapmadan sunacak. Bir asır önce, bu aziz milletin o büyük şahlanışı, ‘ya istiklal ya ölüm’ diyerek başlamıştı. Biz de bu yola ‘ya adalet ya esaret, ya adalet ya sefalet’ diyerek çıktık. Yolun sonunda bizi bekleyen güzel günlere erişmeden asla durmayacağız. Hepimiz, birer vatandaş olarak üzerimize düşen görevleri yerine getireceğiz ve bu güzel memleket adalete, hürriyete kavuşacak. Herkes için ve her yerde önce adalet, önce hürriyet diyenler kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.” 

Ve Özgür Özel kürsüde

İmamoğlu’nun mesajının okunmasının ardından kürsüye genel başkan Özgür Özel geldi. Eski genel başkanlardan Hikmet Çetin de kürsüde yerini aldı.

Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

-Birileri kötülükte el yükseltiyorlar. Biz sineceğiz, siz korkacaksınız sanıyorlar. Diyorlar ki ‘Elimizdeki mahkemelerden kararı alırız, bunların yerine kayyım atarız, CHP’yi susturur sindiririz, kendimize uygun, makbul bir CHP elde ederiz, birilerini Silivri’de hapsedir, bunları sustururuz.’ Susmayanlara, teslim olmayanlara selam olsun.

-Ey Erdoğan, bu meydana bir bak bakalım, bu meydan korkuyu evde bıraktı. Zeytinburnu meydanı 19 Mart darbecilerine, kayyumculara, kayyumdan medet umanlara, kayyum meraklılarına en iyi cevap bu meydan. En iyi cevap bu meydan.

-Marifet, marifet hiç ezilmemek bu dünyada. Ama biçimine getirip de ezerlerse güzel kokmak. Kekik misali, lavanta çiçeği misali, fesleğen misali, ıtır misali, İsa misali, Tonguç misali, Yunus misali, Ekrem misali güzel kokmak mesele.

CHP mitinglerinden bir Atatürk fotoğrafı

-Birileri, birileri arkadaşlarımızı ezmeye çalışa dursun, ezilse de güzel kokanlar, pis kokmayanlar, bünyelerinde kiri, pisliği, kötülüğün ne kokusunu, ne kendisini bulundurmayanlarla birlikteyiz biz.

-Oysa karşımızda elleri kirli, zihni kirli, bahtı kirli, geçmişi kirli, yarını kirli bir çete var. Onlara karşı elbette korkmayacağız, sinmeyeceğiz. Ekmeği bol eyledik biz. Acıyı bal eyledik. Sıratı yol eyledik. Öyle geldik bugüne. Ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz. Bir gider bin geliriz. Bizi ezmek kurtuluş mu? 

-İstanbul’un iradesiyle, sizlerin iradesiyle seçilen İl Başkanı’mız burada. Ben onunla, verdiği mücadeleyle, yaptığı görevle, onun yüreğiyle gurur duyuyorum. Özgür Çelik’in arkasındayız. İstanbul onunla gurur duyuyor, arkadaşlarımız, Ekrem Başkan, emekli öğretmen babası, annesi onunla gurur duyuyor. CHP onunla gurur duyuyor.

-Kimse Erdoğan’ı da partisini de cuntasını da gözünde büyütmesin. Büyük olmak, cesur olmak önce haklı olmayı gerektirir. Korkaklıkla, kalleşlikle siyaset yapanlar asla başarılı olmazlar!

-Bu yargı çetesi Türkiye’yi kirli bir yola soktu. Artık kimsenin mazbatasının bir garantisi yok. Kazanılan seçimin önemi yok. Eldeki belgenin önemi yok. Bir asliye hukuk mahkemesini ikna eden bugüne kadar İstanbul İl Kongresi’ne ve kurultayımıza dokuz kere asliye hukuklarda tedbir talep ettiler. Dokuz hakim bu aşamada tedbir demek karar demektir. Yanlış iştir deyip bu talepleri reddetti. 10’cusunu buldular. Kendi istedikleri kumpası kurdular. Ama Türkiye’de seçim hukukunu, serbest seçimleri askıya aldılar. 

-Karşımızda kaybedince gitmeyen, yetkiyi gasp eden, hukuku gasp eden, demokrasiyi gasp eden bir rejim vardır. Bu vicdansızlığa teslim olmayacağız.

-Tehdit altında olan, sosyal medyadan paylaşım yapan, arayarak bizle düşüncelerini ileten muhalefet partilerinin her bir sayın genel başkanına şükranlarımı sunuyorum. Ancak tehdit altında olan sadece muhalefet partileri değildir. Topyekün çok partili rejimdir. Karşımızda kaybedince gitmeyen, yetkiyi gasp eden, hukuku gasp eden, demokrasiyi gasp eden bir rejim vardır. Bu vicdansızlığa teslim olmayacağız.

-İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, soruşturmada gizlilik varken çıkmış gazetecilere “100 yılın en büyük yolsuzluğu” diyor. Bu yapılan 100 yılın en büyük arsızlığı, yüzsüzlüğüdür!

-Adalet Bakanı, savcıyı sevmediğini biliyoruz. Hakkında dosya yaptığını biliyoruz. Onun da senden nefret ettiğini biliyoruz. Ama korkuya teslim olduğunu görüyoruz. Tarihe bir korkak olarak geçeceksin. Bir guguk kuşu olarak geçeceksin. Şimdi o hukuk tanımaz savcının, ona söylemiştim, ‘Sert kayaya çarptı’ diye. ‘Susacağız, teslim olacağız sanma’ diye. Şimdi Adalet Bakanı, guguk kuşu değilsen not al şimdi. HSK’ya eğer Hakimler, Savcılar Kuruluysanız, sorun hesabını.

-Geçmişte büyükelçiliklerimizi ‘illallah’ dediği bir adam vardı. Yurtdışı numaralarını taklit ederek, ‘Berlin Büyükelçiliği’nden arıyorum’ diye, ‘Japonya’dan büyükelçilikten arıyorum’ diye, Avrupa ülkelerinin adını kullanarak Türkiye’deki yargı makamlarından randevular alıyorlardı. Bunlardan birine de Akın Gürlek randevuyu verdi, bu kişinin işi gücü ‘yargı üzerinde etkim varmış’ gibi yaparak milleti dolandırmaktı. Bu kişiye randevu verdiği daha sonra dolandırıcı olduğunu bildiğimiz bu kişiyi tuttu Akın Gürlek, kişinin adı Celal Çakmak. Ekrem İmamoğlu dosyasında aldı onu iftiracı yaptı. ‘Murat Ongun’a 20 milyon para verdim’ diye ifade kullandırdı. Şimdi Akın Gürlek’e soruyorum. Celal Çakmak‘a, onun ayarladığı randevuyla o çeteye randevu verdin. Dolandırıcı olduklarını biliyorsun.

-Nasıl olur da bu kriminal tipi, her türlü suça karışan bu kişiyi bu dosyada iftiracı yapıp arkadaşlarımıza lekelemeye çalışıyorsun? Bunun hesabı senden sorulur. Bunun hesabı senden sorulur. Bir dolandırıcıdan iftiracı yapan bu zihniyete şunu söylüyoruz. Siz, bizi imha etmek, yok etmek, hapsetmek üzere talimat almış olabilirsiniz. Bunu yaparken suça bulaşıyorsunuz. Suça karışıyorsunuz. Ve eninde sonunda bunun hesabını vereceksiniz. Buradan mübarek kandil gecesinde söylüyorum. Bu çetenin bu dünyada da iki elimiz yakasındadır, öbür dünyada da hakkımızı helal etmiyoruz. Biz de bize saldırmak için dolandırıcılara, üçkağıtçılara, uyuşturucu ticaretine bulaşmışlara, torbacılara, baronlara, suç örgütü liderlerini kullananlar, bize iftira attırıp da onları serbest bırakanlar, bu AK Parti’nin kara düzenini kuranlar, bu mübarek gecede size yemin ederim ki biz de sizden bunun hesabını soracağız, Allah da bunun hesabını sizden soracak.”

-Devlet Bahçeli’nin istediği gibi onunla uyumlu, o sustuğu için susan, o ‘pıs’ deyince pısan, ete süte karışmayan, milletin sesini duymayan, AK Parti’ye onun gibi vagon olan, yedek lastik olan, koltuk değneği olan muhalefet partisi olacağıma yere gömüleyim, kabre gireyim daha iyi. Tarih, Özgür Özel’i de Özgür Çelik’i de bir mücadeleyi sürdürenler, arkadaşlarını satmayanlar, meydanları boşaltmayanlar, mücadeleyi kazananlar olarak yazacak. Ya tarihe böyle geçeriz ya da defolup gideriz. Teslim olmak yok. Bizimle yürüyecek misiniz? Bizimle yürüyecek misiniz? Söz mü? Söz mü? Haydi yürüyelim arkadaşlar.

ÇOK OKUNANLAR