1.733 günlük dostluk
13 Mayıs 2025

Günde 8 saat, haftada 5 gün, yılda 2.080 saat…

20 yıl boyunca bu tempoda çalışan biri, hayatının yaklaşık 1.733 gününü iş yerinde geçiriyor. Bu, ömrümüzün neredeyse beş yılına denk geliyor. Uyumasak, durmasak, yalnızca çalışarak geçirdiğimiz beş yıl… Bu beş yılın içinde, sadece işler, projeler, sunumlar, toplantılar yok. O beş yılın içinde insanlar var. İş arkadaşlarımız var.

Bu insanlar, çoğu zaman seçmediklerimizdir. Bize atanmış, bir masanın, bir departmanın, bir e-posta zincirinin parçası olarak karşımıza çıkan kişiler. Ancak zamanla, bu insanlar yalnızca birlikte çalıştığımız kişiler olmaktan çıkar ve hayatımızın önemli bir bölümünün sessiz eşlikçilerine dönüşür.

Hiç düşündünüz mü, iş arkadaşlarınız sizi en çok hangi halinizle tanıyor?

  • Telaşla sunuma yetişmeye çalışırken mi?
  • Toplantı odasına koşarken mi?
  • Sakince bir maile odaklandığınızda mı?
  • Küçük bir başarıdan sonra gözlerinizde beliren o ışıkla mı?
  • Üzüldüğünüzdeki o sessizliğinizde mi?
  • Ya da geç saatlere kadar çalışırken mi?

Beni sabahın erken saatlerinde işe gelip, gelir gelmez de bilgisayara odaklanmış ve mailleri arka arkaya atarken hatırlarlar sanırım.

Birlikte çalıştığımız insanlar, zamanla bizim sessiz ortaklarımız haline gelir. Ailemizden ve sevdiklerimizden sonra belki de en çok vakit geçirdiğimiz kişilerdir. Kimi zaman bir tebessümle, kimi zaman bir omuz desteğiyle hayatımızı kolaylaştırırlar. Farkında bile olmadan motivasyon kaynağımız olabilir, zor bir günün ardından “hadi birlikte başaralım” diyen bir ses olarak karşımıza çıkarlar. Ya da bizi yanlış yönlendirebilir, köstek olabilirler. Patron karşısında bizi yarı yolda bırakabilirler.

Hadi gelin, biz iş arkadaşlığının zaman içinde dostlukla iç içe giren kısmına odaklanalım. Diğerlerini ya mümkünse hayatımızdan çıkaralım ya da onlara karşı temkinli davranmayı öğrenelim.

İş arkadaşlarımız, kaderin bize sunduğu ilişkilerden biridir

Özellikle kriz anlarında kurulan bağlar, bir ömür sürecek güven ilişkilerine dönüşebilir. Bir projeyi birlikte yürütenler, sadece işi değil, zamanı ve dertleri de paylaşır. İş arkadaşlarınız, sizin gelişmenizin ve değişmenizin en önemli tanıklarıdır. Belki de bu yüzden, iş yerinde geçen saatleri yalnızca “mesai” olarak değil, hayatın önemli bir parçası olarak görmek gerekir. Çünkü orada sadece görevlerimizi yerine getirmiyor, insan ilişkilerimizi de yaşıyoruz. Orada iş dışında bir hayat var.

İnsan ilişkileri genellikle seçimler üzerine kurulur. Dostlarımızı, sevgilimizi seçeriz. Ama iş arkadaşlarımız, kaderin bize sunduğu ilişkilerden biridir. Bazılarıyla yıllar süren yol arkadaşlığı kurarsınız. Bazıları sadece birkaç ay hayatınızda olur, ama iz bırakır.

Koşuşturmaca içinde, ekranlara gömülmüş halde, sabahın uykusuzluğuyla ya da öğleden sonra yorgunluğuyla iş arkadaşlarımızın değerini her zaman fark edemeyebiliriz. Oysa hayat, insanla anlamlı. İşte bu yüzden, yaşamın önemli bir zamanını birlikte geçirdiğimiz iş arkadaşlıkları kıymetlidir.

Bir gün işyerine ve iş arkadaşlarına veda zamanı gelecek. Masa toplanacak, veda mesajları yazılacak. Ama geride sadece yapılan işler değil, birlikte geçirilen o görünmez zamanlar ve dostluklar kalacak.

Bugün, belki de onlara teşekkür etmenin, değerlerini fark etmenin tam zamanıdır.

Yanınızda oturan, sabah selamlaştığınız, toplantılarda karşılaştığınız, dosya alışverişi yaptığınız o kişiye bir başka gözle bakın. Çünkü belki de fark etmeden en büyük hayat yolculuklarından birini onunla birlikte yürüyorsunuz. Ve belki de o insanlara bugün teşekkür etmenin, onların değerini fark etmenin tam zamanıdır.

Unutmayalım, “iyi iş arkadaşları, sadece iş yerinde değil, hayatın her anında yanımızda olanlardır”

Ben de onlara bu yazı vesilesi ile kalpten bir teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varlar.

ÇOK OKUNANLAR