Sevgili İrem, erkek arkadaşım yatakta sert davranmamı istiyor
05 Temmuz 2025

Merhaba İrem Hanım. Ben, 34 yaşındayım, erkek arkadaşımla 9 aydır birlikteyiz. Her şey başta çok güzeldi ama son birkaç aydır yatakta bazı şeyler değişmeye başladı. Bir gün bana yatakta “küçük düşürülmekten’ hoşlandığını söyledi. Yani benim ona sert, baskın, hatta aşağılayıcı davranmamı istediğini… Açıkçası şok oldum. Ben gayet romantik, duygusal bir cinsellik yaşarken bir anda kendimi ona ‘köpek gibi sürün’ derken hayal edemiyorum! Ama onu da kırmak istemiyorum. Bu durum normal mi? Ve ben bu fetişi kaldıramıyorsam ne olacak? Bazen kendimi soğuk ya da geri kafalı hissediyorum.

Değerli Okurum,

Öncelikle şunu netleştirelim:

Fetiş, “hastalık” değil. Senin bunu yadırgaman da “soğukluk” değil. Bu bir ‘sınır’ pazarlığı. Bir ilişkide iki taraf da “hoşlandığı şeyleri” söylemekte özgür olmalı. Ama biri hoşlandı diye diğerinin zorunlu olarak aynı oyuna katılması gerekmez. Sevgilinin fantezisi seni şaşırtmış olabilir — çünkü bizim kültürümüzde cinsellik ya romantik, ya görev gibi anlatılır; kimsenin “Aşağılanmak istiyorum” cümlesi aklına gelmez. Ama Hakimiyet ve Teslimiyet oyunları, Rol oyunları çok daha yaygın ve psikolojik olarak karmaşık. Çoğu zaman mesele seks değil, kontrolün sembolik paylaşımı.

Şimdi gelelim sana:Bu fetiş seni rahatsız mı ediyor, yoksa sadece yeni mi geliyor?

Bazen “Ben bunu yapamam!” dediğimiz şey, yeterince güvenli alanda olunca “Hadi bir bakayım”a dönüşebilir. Eğer gerçekten içinden gelmiyorsa — bunu yapmak seni özgürleştirmeyecek, esir edecektir.

Partnerinin arzusu kıymetli. Senin sınırın da öyle. Bu ikisi çakışmıyorsa, çözüm “fedakârlık” değil — dürüstlük. Ona şöyle diyebilirsin:

“Dürüst olabildiğin için çok memnunum. Ama bu oyun bana şu an yabancı. Seni mutlu etmek isterim, ama bu yolla değil. İkimiz için de yeni bir şeyler keşfedebilir miyiz?”

Sonuç? Fetiş, ilişki testidir. Ama sınavı geçmenin yolu ‘uyum sağlamak’ değil, sınır koyarken sevilmeye devam edileceğine inanmaktır.

“İçimden hiç gelmese de ‘hazırmışım gibi’ davranıyorum.”

Merhaba İrem Hanım. Ben, 31 yaşında bir kadınım , nişanlıyım. Nişanlımla cinsel olarak iyi anlaştığımızı düşünüyor ama bazen içimden hiç gelmese de ‘hazırmışım gibi’ davranıyorum. Yorgun oluyorum, kafam dolu oluyor ama yine de sevişmeye ‘hayır’ diyemiyorum. Daha doğrusu, bazen kendimi istemediğim halde ‘rol yaparken’ buluyorum. Sanki bir görev gibi… Bunu yapınca kendimi suçlu hissediyorum ama ‘yok’ desem de onu reddetmiş gibi oluyorum. Bu, sevginin bir parçası mı? Yoksa bir tür kendini yok sayma mı?

Değerli Okurum,

Yatak odasında her şeyden önce samimiyet olmalı. Ama ne yazık ki çoğumuz, “haz” duymak kadar “haz duyor gibi görünmenin” de bir görev olduğuna inandırıldık. Ve evet, bu sadece kadınlara özgü bir baskı değil — birçok erkek de tam tersi yönde “her an hazır olmalıymış gibi” davranıyor.Ama senin sorundaki gibi:

‘Hazır değilim’ diyememek, aslında vücuduna karşı dürüst olamamak.

“İstemediğimi söylersem üzülür” düşüncesi, nişanlının arzusunu sürekli karşılaman gerekiyormuş gibi hissetmek, “Yeterince seksi, enerjik, hevesli olmalıyım” dayatması ve hatta bazen sadece “ilişki bozulmasın” kaygısı… İşte tüm bunlar seni, kendi bedeninin sinyallerine karşı sağırlaştırır. Ve ne yazık ki bu durum devam ettikçe, gerçek haz ile “sahne performansı” arasındaki çizgi silinir. Tek söyleyeceğim, ilişkide arzu oynanmaz, yaşanır. Gerçek yakınlık sadece “evet”lerde değil — güvenle söylenmiş “hayır”larda da yaşanır.

“İlk gece o kadar stres oldum ki ilk sefer tatsız geçti”

Merhaba İrem Hanım, 29 yaşındayım. Bir erkek olarak geç bir yaş ama ancak yakın zamanda biriyle cinsellik yaşadım. İçimden taşan bir heyecan vardı ama aynı anda kafamda bin tane ses… ‘Sertleşmezsem rezil olurum.’ ‘Çok çabuk boşalırsam beni silecek.’ ‘Ya yeterince iyi değilsem?’ Kısacası, beğenilmek değil, başarılı olmak istedim. Ama o kadar stres oldum ki ilk sefer bence tatsız geçti. O bir şey demedi ama ben hâlâ o geceyi düşününce kasılıyorum. Bu normal mi? Erkekler bu konuda neden bu kadar baskı hissediyor?”

Değerli Okurum,

Birçok erkek bunu yaşamış ama çok azı dile getirmiştir.Çünkü ilk cinsel deneyim, erkekler için çoğu zaman sıkıntılı geçer. Senin yaşadığın şey: Performans anksiyetesi. Yani sahneye çıkmak ama seyircinin beklentisini karşılayamayacağından korkmak. En küçük hatayı bile büyütmek.

Peki neden bu kadar baskı hissediliyor?

Çünkü “erkek her zaman hazırdır” yalanı empoze ediliyor. Pornolar “anında sertleşme – 45 dakikalık performans – sıfır duygusallık” yalanını satıyor. Ve bir erkeklik algısı var ki, sanki cinsel başarı = insanlık başarı belgesi.

Gerçek şu: İlk seferde kasılmak, erken boşalmak, sertleşme sorunu yaşamak çok ama çok yaygındır. Çünkü beden, zihnin gerginliğini doğrudan taklit eder. Ve yatakta en kötü performanslar genellikle “en çok performans göstermeye çalışanlar”a aittir. Ama bu senin yeterli olmadığını göstermez. Tam tersine: Heyecanlandığın, önemsediğin için böyle olmuş. Yani kalbin devredeydi. İşte olması gereken bu.

Kendine yüklenme. Seks bir “başarı” değil, bir paylaşım. Partnerinle açık konuşabilmek, yatakta iyi olmak kadar değerlidir. “O gece çok heyecanlıydım, biraz kasıldım ama seninle daha da rahat olmak istiyorum” demek, ilişkinin bağ dokusunu güçlendirir. En iyi cinsellik, mükemmel olan değil, gerçek olandır. Ve… İlk seferde kimse süper kahraman olmak zorunda değil.

ÇOK OKUNANLAR