2014’teki Kobani olaylarına ilişkin davada, aralarında Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu HDP’li siyasetçiler çeşitli suçlardan ağır hapis cezalarına çarptırılmıştı. Ancak öldürme, yağma, mala zarar verme ve benzeri suçlamalardan beraat etmişlerdi. Bu beraat kararlarına karşı bazı kurumlar istinaf mahkemesine başvurdu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), istinaf başvurusunda Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu sanıkların kamu malına zarar verdiklerini belirterek beraat kararlarının bozulmasını talep etti. Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“Sanıkların idaremize karşı kamu malına zarar verme suçunu işledikleri sabit olduğundan cezalandırılmaları gerekirken beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır. İdaremiz zararı giderilmemiş olup zarar devam etmektedir. Bu nedenle bir takım sanıklar hakkında kamu malına zarar verme suçundan verilen beraat kararının kaldırılarak sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmesini talep ederiz”
İBB’nin bu davaya müdahil olmasının belediyenin AKP yönetiminde olduğu dönemde yapılan suç duyurusuyla başladığı, ancak istinaf başvurusunun mevcut yönetim tarafından 11 Ağustos 2024’te yapıldığı belirtildi.
Tanrıkulu açıkladı
CHP Milletvekili ve süreç komisyonu üyesi Sezgin Tanrıkulu İBB’nin istinaf başvurusunun siyasi bir tutum olmadığını belirtti.
T24’ten Ceren Bayar’ın haberine göre Kobani olayları olduğu sırada İBB yönetiminin AKP’de olduğunu hatırlatan Tanrıkulu, “Ankara’da açılan bu davaya müdahil olan Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi” dedi.
Davanın sonucunda bir hüküm kurulduğunu ve o dönem müdahil olan İBB’nin suçtan zarar gördüğü tespitinin yapıldığını ifade eden Tanrıkulu, şöyle konuştu:
“Avukatlar kurumsal işleyiş bakımından gelen kararları temyiz etmek zorunda. Bu hukuk davası da olabilir, ceza davası da olabilir. Rutin işleyiş kurumsal olarak bu şekildedir.
Bu başvurudan İBB’nin bir siyasi tutum olarak bu davayı temiz ettiği sonucunu çıkarmak son derece yanlış, haksız olur.”
İstinaf başvurusunda bulunan bir diğer kurum ise Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) oldu. EGM, yakın zamanda yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder’in beraat ettiği suçlamalarla ilgili kararın da bozulmasını ve tüm suçlamalardan cezalandırılmasını talep etti. Davanın müdahil taraflarından biri olan MHP’nin ise istinaf mahkemesine herhangi bir başvuruda bulunmadığı öğrenildi.