Necati Zincirkıran 96 yaşında yaşama veda etti. Dolu dolu yaşadı. Hem büyük bir gazeteci hem de akademik kariyer yapmış iyi bir denizciydi. Televizyonun, sosyal medyanın olmadığı günlerde gazetecilikte ve iletişimde büyük devrimler yaptı.

Hürriyet Genel Yayın Müdürlüğü sırasında1965 Yılında Başlattığı Altın Mikrofon yarışması Türk pop müziğinin kaderini değiştirdi. Erkin Koray, Cem Karaca-Apaşlar, Moğollar, Mavi Işıklar, Cahit Oben, İlham Gencer, Yıldırım Gürses, Ferdi Özbeğen, Siluetler, Rana Alagöz, Selçuk Alagöz, T.P.A.O. Batman Orkestrası, Haramiler… Sonra Barış Manço, Edip Akbayram…Ve onların çizgisi bu günlere kadar yaşadı.

Hürriyet hem bu yarışmayı organize ediyor, hem de verdiği haberlerle okurunu işin içine katıyordu. Bir yandan yarışma salonları tıklım tıklım doluyor, bir yandan gazete bayileri önünde kuyruklar oluşuyordu. Bir önemli örnek de Sadun Bora olayıdır Dünyayı teknesiyle dolaşan bir Türk denizci ve eşinin serüveni her gün Hürriyet’te yer alıyordu. Dizi film gibi. Her gün bir heyecan. Kaybolmalar, vahşilerin eline düşmeler… Her gün heyecan ve ertesi güne sarkan merak. Ve aylar sonra İstanbul’da görülmemiş bir karşılama. Hürriyet’in trajı onun yönetiminde milyonlara koştu. Bunlara devrim denmez de ne denir. Sonra milyon satan Günaydın gazetesinin altında da onun imzası var. Türk okurunun genlerini çözmüştü.

Her şeyin dozunu bilirdi.

Necati abi, hiç bir zaman eski olmadı hep kendini yeniledi…

Her zaman genç ve dinamik. Fikirleri de öyle… Onunla yolumuz Asil Nadir döneminde Günaydın gazetesinde kesişti. Hem abi kardeş Hem arkadaş gibiydik. En son son aradığımda hasta olduğunu duymuştum. Hemen tanıdı ve “Fikret iyiyim. Yürüyüş yapıyorum. Bir gün buluşalım, yemek yeriz.” dedi ama buluşamadık bir türlü. Huzur içinde uyusun. 96 yıl boş geçmedi, hayata damgasını vurdu gitti.