Erdoğan’ın görev süresi kısalır mı?

Böyle meşhur laflarımız var, “Yığınakta yapılan hata harbi kaybettirir” deriz mesela veya “İlk düğmeyi yanlış iliklediysen sonrası da hep yanlış olur” deriz.

Peki Anayasayı kötü yazarsanız ne olur? Saçma sapan, son derece gereksiz tartışmalarımız olur.

İşte o tartışmalardan biri, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın mahkemenin verdiği bir karar için yazdığı bir karşı oy yazısıyla yeniden gündemde.

Aslında hakkını verelim, bu garabeti ilk gündeme getiren anayasa hukuku profesörü Kemal Gözler olmuştu. Gözler, “Türk Anayasa Hukuku” adlı kitabının 2018’de yapılan ikinci baskısında, az sonra izaha çalışacağım konuyu gündeme getirmişti. Ama tabii Gözler’in saptamaları bir anayasa hukuku kitabının sayfalarında kaldı, kamuoyuna çok yansımadı.

Oysa Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın karşı oy yazısı çok sayıda internet sitesine haber oldu, üzerinde ufaktan bir tartışma da oldu.

Neyse, lafı uzatmadan konuya girelim.

Mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran 2018’de yapılan genel seçimle seçildi; görevine de seçimden 15 gün sonra, 9 Temmuz 2018’de ant içerek resmen başladı.

Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 5 yıl. Yani Erdoğan, 8 Temmuz 2023’e kadar görev yapacak.

Anayasanın 77. maddesi aynen şu cümleyle başlıyor: “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır.”

Bu cümleye göre normal süresinde yapılacak seçimlerin de 24 Haziran 2023 Cumartesi günü yapılması gerekir. Ama hayır, Anayasadaki bu açık hükme rağmen bizim seçim kanunlarımız, seçimlerin bu tarihin dolmasından önceki pazar günü yapılacağını söylüyor. Kanun uygulanacaksa seçim 18 Haziran 2023’te yapılacak demektir.

Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50’nin en az 1 oy üzerinde oy aranıyor seçilebilmek için. Eğer ilk oylamada adaylardan biri bu baraja erişemezse en çok oy alan iki aday arasında ilk seçimden 15 gün sonra ikinci tur oylama yapılıyor.

Eğer 18 Haziran 2023’teki seçimi adaylığını şimdiden ilan etmiş olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk turda kazanırsa veya seçim ikinci tura kalırsa mesele yok, bu yazıda sözü edilecek garabet oluşmuyor.

Ama yok Erdoğan’ın rakiplerinden biri daha ilk turda yüzde 50’nin üzerinde oy alıp seçilirse, o zaman ortaya potansiyel bir tuhaf durum çıkıyor.

Anlatayım: 2018’deki seçim, dediğim gibi 24 Haziran’da yapıldı. Seçim sonuçlarının kesinleşmesi, bütün itirazların giderilmesi biraz zaman aldı ve Meclis sonuçta 7 Temmuz günü, yani seçimin üzerinden  13 gün geçtikten sonra toplandı, milletvekilleri ant içmeye başladı.

Anayasa yeni cumhurbaşkanının da Meclis’in toplanmasını izleyen 3 gün içinde yemin edip göreve başlamasını öngörüyor. Erdoğan, az önce dediğim gibi 9 Temmuz 2018 günü yemin ederek göreve başladı.

Benzer sürelerin 2023’ün 18 Haziran’ında yapılacak seçimde de geçerli olacağını varsayarsak, seçim sonuçlarının kesinleşmesi ve Meclis’in en yaşlı üye başkanlığında toplanması 1 veya 2 Temmuzda gerçekleşebilir. Bu durumda seçilecek yeni Cumhurbaşkanı’nın yemin töreni de en geç 4 veya 5 Temmuzda yapılabilir.

Oysa mevcut Cumhurbaşkanı 9 Temmuzda göreve başladı, 8 Temmuz geceyarısına kadar Anayasaya göre Cumhurbaşkanı. Yani üç veya dört gün ülkemiz bir değil iki cumhurbaşkanlı olabilir. İşte garabet bu.

18 Haziran 2023’ten önce bir erken seçim olması, 18 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi ilk turda kazanması veya seçimin ikinci tura kalması halinde bu garabet yaşanmayacak.

Tabii kuşkusuz seçim sonuçlarının kesinleşmesi yapılacak yoğun itirazlar nedeniyle gecikebilir, o zaman da sorun yaşanmayabilir ama tersi de bir olasılık.

Böyle bir garabetten kurtulmanın yolu Anayasayı düzgün yazmaktı. Örneğin Amerika’da Başkanlık seçimi Kasım ayının başında yapılıyor ama başkanlık görev devir teslimi için bir sonraki yılın 20 Ocak’ı bekleniyor. Evet o sırada ülkenin iki cumhurbaşkanı oluyor ama Anayasa son derece net ayrımlar getirmiş, seçimi kaybetmiş de olsa mevcut başkanın 20 Ocak’a kadar tam yetkiyle görevde olacağı açıkça yazılmış. Yeni seçilen başkan ise bu süreyi, yani kasım başından 20 Ocak’a kadar olan süreyi, devlet kurumlarından bilgi alarak hazırlanmak, kendi kadrosunu oluşturmak için kullanıyor.

Bizim 2017’de alel acele kabul ettiğimiz yeni sistemde bürokraside pek çok kritik makam Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin dolmasıyla boşalıyor. Yeni gelecek Cumhurbaşkanı’nın bu makamları doldurmak için bir hazırlık süresi olmayacak, göreve başlar başlamaz kaçınılmaz bir yönetim kriziyle karşı karşıya kalacak.

Bu Web Sitesi Cookie kullanıyor