Gezi eylemleri bağlamında ‘Türkiye hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım‘ suçlamasıyla gözaltına alınanan gazeteci İsmail Saymaz kendisine isnat edilen suçlara yanıt verdi.
Saymaz’ın iki gün önce pasaportuna el konmuştu. Saymaz, bu sabah İstanbul başsavcılığının talimatıyla gözaltına alındı.
Savcılık açıklamasında, Saymaz’ın Gezi Parkı eylemlerine katıldığı, bu eylemler nedeniyle hapis cezasına çarptırılan Can Atalay, Çiğdem Mater Utku, Ayşe Mücella Yapıcı ve Osman Kavala’yla sık sık telefonda görüştüğü, eylemlerle ilgili çok sayıda paylaşım yaptığı, eylemleri yaymaya çalıştığı, sosyal medyada gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı öne sürüldü. Saymaz’ın ayrıca Kavala’nın internet sitesinin hazırlanmasında ve kurmayı planladığı televizyon kanalında rol aldığı ileri sürüldü.
Saymaz’ın avukatı Aslı Kazan, Saymaz’ın suçlamalara yanıtını duyurdu.
“Gezi parkı dosyası içerisine atılmak isteniyorum” diyen Saymaz’ın açıklaması şöyle:
“Osman Kavala ile gazetecilik dışında hiçbir görüşmem yoktur. İddia olunan Kavala’nın internet sitesi ve televizyon kurma girişimi hakkında ne bilgim ne de bir görüşmem olmuştur.
Can Atalay’ı, Gezi parkından önce de, sonra da toplumsal gelişmelerle ilgili tüm davaların avukatı olarak tanıdım. Görüşme yoğunluğumuz bundan ileri geliyor.
Çiğdem Mater’i hem sosyal çevreden hem eşi ve annesi meslektaşım olduğu için biliyor ve tanıyorum.
Mücella Yapıcı’yı haber kaynağı olarak aradım ve görüştük. Gezi olaylarını, 1 Haziran’dan itibaren muhabir olarak takip ettim. Olay ve gelişmeleri yansız ve objektif olarak aktardım. Sokağa davet ve provokasyon diye yorumlanabilecek hiçbir paylaşımda bulunmadım.
Siyasi iktidara yönelik antidemokratik yaklaşımlardan, Erdoğan ve ailesine yönelik saldırgan bir dilden uzak durdum. Gezi parkı eylemlerinin ne örgütlenmesinde ne ülke çapında yayılmasında ne de sürdürülmesinde rol aldım.
Yalnızca, bu eylemler sırasında, başta Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi olmak üzere insan hakkı ihlallerini kaleme aldım. Bu gazetecilik çabam hem ulusal hem de uluslararası basın örgütleri tarafından ödüllendirilmiştir.
12 yıl boyunca bir kez bile Gezi parkı eylemlerinden dolayı suçlanmadım ve sorumlu gösterilmedim. Hakkımda başka bir suç isnat edilemediği için, Gezi parkı dosyası içerisine atılmak isteniyorum. Gazetecilik çabam bu yolla engellenmeye çalışılıyor ve açıkça susturulmak isteniyorum.
Bana güvenen ve inanan hiçbir vatandaşın yüzünü öne eğdirmedim. Haftalardır devam eden itibar suikastlarının ne denli karalamaya yönelik olduğu ortaya çıktı. Suçsuz ve masumum. Eşime, oğluma ve aileme sımsıkı sarılıyor, herkese selamlarımı iletiyorum.”