Ali Fuat Başgil’den Ekrem İmamoğlu’na çizilen çizgi
23 Mart 2025

Tayyip Erdoğan’a sorsanız, kendi mensubu olduğu siyasi akımı Demokrat Parti’nin, Turgut Özal’ın ANAP’ının devamı sayar. Aradaki Süleyman Demirel’in Adalet Partisini atlar ama doğrusu, aynı çizgi içinde AP’nin de yer aldığıdır.

Türkiye’deki bu siyasi çizginin isminden hep büyük bir saygıyla söz edilen bir dizi kahramanı var; o kahramanlardan biri de Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’dir.

Bir Anayasa hukukçusu olan Başgil, aynı zamanda Türkiye’nin ilk liberallerinden biriydi, ‘Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti’ adlı derneğin kurucusuydu, aynı isimle bir de dergi yayınlamıştı tek parti döneminde. Yani bir hayli cesur bir insandı aynı zamanda.

27 Mayıs darbesinden sonra yapılan 1961 seçiminde Adalet Partisi’nden Samsun Senatörü olarak seçildi. sonra da Cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu. Oysa darbenin lideri Orgeneral Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı olmak istiyordu.

Başgil ölümle tehdit edildi; Meclis’teki siyasi partiler ise “Darbenin devam edeceği”yle korkutuldu ve sonuç olarak Başgil’in adaylığı engellendi. O canını Cenevre’ye gidip orada hocalık yaparak kurtardı. 1967’de de öldü.

Bugün bir başka Cumhurbaşkanı adayının engellendiği günü yaşıyoruz. Ekrem İmamoğlu ile Ali Fuat Başgil’in siyasi görüşleri bir konuda birbirine çok benziyor: Demokrasiden ne anladıkları konusunda.

Tayyip Erdoğan’ın aynı konudaki görüşleri ise artık bırakın Başgil’e benzemeyi kendisinin bundan 15-20 yıl önceki görüşlerine bile benzemiyor.

Eskiden her türlü meşruiyeti halk tarafından seçilmekte arayan Erdoğan bugün devlet gücünü temsil ediyor ve sadece bunun ona meşruiyet verdiğine inanıyor.

Erdoğan, Süleyman Demirel’i 28 Şubattaki rolünden ötürü çok eleştirdi, onu yok saymasının sebebi de budur ama Demirel öldüğü güne kadar demokrat kaldı. Oysa Erdoğan kalamadı. O tramvaydan indi.

ÇOK OKUNANLAR